31 Mayıs 2015 Pazar

A Milli Takım ADAY KADROSU...

A Milli Takım'ın 8 Haziran’da Bulgaristan ve 12 Haziran’da Kazakistan ile oynayacağı maçların aday kadrosu belli oldu.
İşte kadro;

Kaleciler: Volkan Babacan, Ali Şaşal Vural, Hayrullah Mert Akyüz
Defans Oyuncuları: Gökhan Gönül, Şener Özbayraklı, Serdar Aziz, Hakan Kadir Balta, Mahmut Tekdemir, Semih Kaya, Hasan Ali Kaldırım, Emre Taşdemir
Orta Saha Oyuncuları: Volkan Şen, Gökhan Töre, Hakan Çalhanoğlu, Mehmet Ekici, Selçuk İnan, Mehmet Topal, Ozan Tufan, Oğuzhan Özyakup, Alper Potuk, Arda Turan, Olcay Şahan, Yasin Öztekin
Forvet Oyuncuları: Umut Bulut, Muhammet Demir, Mevlüt Erdinç, Burak Yılmaz

4.YILDIZ...KUTLAMASI

Ve Galatasaray Şampiyonluk Kupası'nı almak üzere Arena’ya geliyor. Galatasaray 20. Şampiyonluğunu ve 4. Yıldızı, bugün saat 20:00'de Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da taraftarıyla kutlayacak.
Ünlü DJ Hopdedik Ayhan'ın sunumuyla, Suat Ateşdağlı'nın müzikleri, süpriz Galatasaraylı sanatçıların konserleri ve ışık gösterileri ile renklenecek 4 Yıldızlı Şampiyonluk Gecesi’nde Galatasaray Futbol Takımı da, Türk Telekom Arena’ya gelerek muhteşem taraftarı ile buluşacak.
Arena'nın kapıları 18:00'de açılacak. Kutlama programı 20:00'de başlayacak

30 Mayıs 2015 Cumartesi

ENGELSİZ ASLANLAR SAMPİYON...

Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı, Garanti Tekerlekli Sandalye Basketbol Süper Ligi 9. hafta erteleme maçında Ankara Yenimahalle Bld. ile karşılaştı. Ahmet Cömert Spor Salonu'ndaki mücadeleyi 66-32 kazanan takımımız sezonu 18 galibiyet ile yenilgisiz tamamladı ve üst üste dokuzuncu kez ligde şampiyon oldu.
1. Çeyrek: 19-8
2. Çeyrek: 19-10 (38-18)
3. Çeyrek: 14-4 (52-22)
4. Çeyrek: 14-10 (66-32)
Engelsiz Aslanlar karşılaşmanın bitiminde şampiyonluk kupasını da törenle aldı.
Takımımız sezonun bitmesiyle birlikte şampiyonluğunu ilan etti ve üst üste dokuzuncu kez şampiyon oldu. Galatasaray TSB Süper Lig'de 9 şampiyonlukla en çok şampiyon olan takım unvanını korurken İzmir BŞB.'nin dört ve Beşiktaş'ın iki şampiyonluğu bulunuyor.

C Rizespor 1-1 GALATASARAY

ŞAMPİYON Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, Spor Toto Süper Lig'in son haftasında Yeni Rize Şehir Stadı’nda Çaykur Rizespor ile 1-1 berabere kaldı.
Takımımızın golü 86. dakikada Umut Bulut’tan gelirken Çaykur Rizespor’un golü ise 52. dakikada Erhan Albayrak’dan geldi.
Galatasaray, 34 maçta 24 galibiyet, 5 beraberlik 5 mağlubiyeti ile Spor Toto Süper Ligi 77 puanla bitirdi.
Galatasaray’da Koray Günter 81. dakikada gördüğü kırmızı kart gördü.

29 Mayıs 2015 Cuma

FİFA BASKANLIK SECİMİ...

65. FIFA Kongresi'nde yapılan başkanlık seçiminde kazanan Sepp Blatter oldu. İlk turda rakibi Prens Ali'ye 133'e 73 üstünlük sağlayan Blatter, ikinci tur öncesi rakibinin çekilmesiyle 5. kez FIFA Başkanlığı'na seçildi

28 Mayıs 2015 Perşembe

PTT 1.LİG PLAY OFF MAÇ SONUCLARI

PTT 1. Lig play off yarı final ilk maçında Samsunspor, evinde ağırladığı Albimo Alanyaspor'u 5-1 mağlup etti ve rövanş öncesi avantaj yakaladı.
 
PTT 1. Lig play-off yarı final ilk maçında Samsunspor evinde Albimo Alanyaspor'u ağırladı. Samsun 19 Mayıs Stadı'nda oynanan karşılaşmayı Samsunspor 5-1 kazandı.
 
Samsunspor'a galibiyeti getiren golleri 24 Hasan Kılıç, 34 ve 66 Chico Ofoedu, 43 ve 78'de M'Billa Etame kaydetti. Albimo Alanyaspor'un tek sayısı ise 72'de Timuçin Aşcıgil'den geldi.
 
Samsunspor aldığı bu farklı galibiyet ile play-off yarı final rövanş maçı için büyük bir avantaj sağlamış oldu. Samsunspor-Albimo Alanyaspor arasındaki play-off yarı finalinin rövanşı ise 1 Haziran Pazartesi günü Alanya'da oynanacak
 
PTT 1. Lig Play-Off yarı final ilk maçında Antalyaspor, sahasında karşı karşıya geldiği Adana Demirspor'u 3-0 mağlup etti.
 
Böylece Yusuf Şimşek komutasındaki Kırmızı-Beyazlı takım, 1 Haziran'daki rövanş öncesi önemli bir avantaj yakaladı.
 
Akdeniz Üniversitesi Stadı'ndaki müsabakada ev sahibi ekibe zaferi getiren golleri 2 ve 73'te Sezer Badur ile 55'te Emrah Başsan kaydetti. Mavi-Beyazlılar'da Şaban Özel, 68. dakikada ikinci sarıdan kırmızı kart gördü

SUPER LİG 34.HAFTA

Süper Lig'in 34. haftasında oynanacak 9 maçla 2014-15 sezonu tamamlanacak.

 
Spor Toto Süper Lig'de 2014-2015 sezonu, yarın ve 30 Mayıs Cumartesi günü oynanacak 34. hafta maçlarıyla tamamlanacak.
Galatasaray'ın lig şampiyonluğunu ilan ettiği, Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor, Balıkesirspor ve Kardemir Karabükspor'un küme düştüğü Süper Lig'de, son hafta 58 puanlı İstanbul Başakşehir, 56'şar puanlı Bursaspor ve Trabzonspor arasındaki dördüncülük mücadelesi yaşanacak.
Ligde son haftanın programı şöyle:
Yarın:
17.00 Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor-Kardemir Karabükspor (Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kadir Has)
20.00 Beşiktaş-Gençlerbirliği (Osmanlı)
20.00 Eskişehirspor-Akhisar Belediyespor (Eskişehir Atatürk)
20.00 Balıkesirspor-Gaziantepspor (Balıkesir Atatürk)
30 Mayıs Cumartesi:
13.00 Çaykur Rizespor-Galatasaray (Yeni Rize Şehir)
16.00 Fenerbahçe-Kasımpaşa (Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu)
19.00 Bursaspor-Torku Konyaspor (Bursa Atatürk)
19.00 Medicana Sivasspor-Trabzonspor (Sivas 4 Eylül)
19.00 Mersin İdmanyurdu-İstanbul Başakşehir (Mersin)

PTT 1.LİG PLAY OFF

Futbolda PTT 1. Lig play-off yarı final ilk maçları  yarın oynanacak. Yarı finalde, normal sezonu 3 ile 6. sıralar arasında tamamlayan  Albimo Alanyaspor, Adana Demirspor, Antalyaspor ve Samsunspor takımları mücadele  edecek.
 
Ligdeki sıralamalarına göre Albimo Alanyaspor ile Samsunspor, Adana  Demirspor'la da Antalyaspor yarı finalde eşleşti.
 
Play-off yarı finalinde yarınki ilk maçların programı şöyle:
19.00 Samsunspor-Albimo Alanyaspor (Samsun 19 Mayıs)
21.30 Antalyaspor-Adana Demirspor (Akdeniz Üniversitesi)
Play-off'ta yarı final rövanş maçları 1 Haziran Pazartesi günü Alanya  ve Adana'da oynanacak.
 
İki maç sonunda turu geçen takımlar, 5 Haziran Cuma günü Başakşehir  Fatih Terim Stadı'nda, Spor Toto Süper Lig'e yükselen üçüncü ve son takım olmak  için mücadele edecek. PTT 1. Lig'de normal sezonu ilk iki sırada tamamlayan Kayserispor ve  Osmanlıspor, doğrudan Süper Lig'e çıkma başarısı göstermişti

27 Mayıs 2015 Çarşamba

UEFA FİNALİ:DNİPRO 2-3 SEVİLLA

UEFA Avrupa Ligi final maçında Sevilla ile Dnipro karşı karşıya geldi. Polonya'nın başkenti Varşova'daki Ulusal Stadyum'da oynanan mücadelede İspanyol ekibi Sevilla, Ukrayna temsilcisi Dnipro'yu 3-2 mağlup ederek üst üste 2. kez, toplamda ise 4. kez şampiyonluğa ulaştı

TESEKKURLER GALATASARAY LH

Türkiye Basketbol Ligi Play - Off çeyrek final serisi üçüncü maçında Galatasaray Liv Hospital, Fenerbahçe Ülker'in konuğu oldu. Ülker Sports Arena'daki mücadele 67-59 ev sahibi ekip lehine bitti ve Fenerbahçe Ülker seriyi 2-1 geçti.
Yenilmez Armada'ya sahip olduğu ve sezonun son saniyesine kadar sahaya yansıttığı karakterden dolayı tebrik ederiz

İSTATİSTİKLER
FENERBAHÇE ÜLKER
Andrew Goudelock 2 asist,
Nikos Zisis 2 sayı - 1 ribaund - 2 asist,
Nemanja Bjelica 15 sayı - 7 ribaund - 1 asist,
Semih Erden 5 sayı - 1 ribaund - 2 asist,
Melih Mahmutoğlu 18 sayı - 2 ribaund - 2 asist,
Bogdan Bogdanovic 10 sayı - 1 ribaund,
Oğuz Savaş,
Luka Zoric 2 ribaund,
Jan Vesely 12 sayı - 9 ribaund - 1 asist,
Kenan Sipahi 2 ribaund - 1 asist,
Emir Preldzic 5 sayı - 2 ribaund - 1 asist
GALATASARAY LIV HOSPITAL
Justin Carter 9 sayı - 3 ribaund - 2 asist,
Patric Young 18 sayı - 13 ribaund - 1 asist,
Zoran Erceg 12 sayı - 3 ribaund - 2 asist,
Kerem Gönlüm 6 sayı - 10 ribaund - 2 asist,
Kristijan Nikolov 2 sayı - 1 ribaund,
Sinan Güler 10 sayı - 4 ribaund - 6 asist,
Ege Arar 1 ribaund,
Göktürk Ural 2 sayı

25 Mayıs 2015 Pazartesi

ŞAMPİYON GALATASARAY ****

Spor Toto Süper Lig’de 33. hafta maçlarının sona ermesinin ardından Galatasaray, şampiyonluğunu ilan etti. Dün akşam Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da muhteşem bir taraftar topluluğu önünde oynanan karşılaşmada Beşiktaş’ı 2-0 mağlup eden Galatasaray, puanını 76’ya çıkartarak en yakın rakibi ile puan farkını 5’e çıkardı ve ligdeki 20. Şampiyonluğuna ulaştı.
Beş şampiyonluğu temsil eden yıldız sistemine göre Galatasaray 20. Şampiyonluğu ile armasına 4. Yıldızı da eklemeye başardı. Bu anlamda Galatasaray bir ilki daha başardı.
Bu büyük başarıda emeği geçen sporcularımızı, teknik ekibimizi, futbol takımı çalışanlarımızı ve tüm Galatasaraylıları yürekten kutluyoruz. Galatasaray’ın 20. Şampiyonluğu kutlu olsun.
Sezona İtalyan teknik adam Cesare Prandelli yönetiminde başlayan Galatasaray, ilk hafta maçında Bursaspor’u 2-0 mağlup etti. İç sahada oynadığı ilk maçta ise ilk puan kaybını 0-0 Eskişehirspor beraberliği ile alan Galatasaray, ilk mağlubiyetini ise Balıkesir deplasmanında yaşadı.  Galatasaray, 6. haftada ise Fenerbahçe’yi 2-1’le geçerek sezonun ilk derbi zaferini yaşadı. 10. haftada Trabzonspor’a karşı İstanbul’da alınan 3-0’lık mağlubiyetin ardından Cesare Prandelli ile yollar ayrıldı.
Galatasaray’da Hamza Hamzaoğlu’nun göreve gelmesi ile birlikte ligde üst üste galibiyetler geldi. Akhisar Belediye, Konyaspor ve Mersin İdman Yurdu’nu mağlup eden Galatasaray, sezonun ilk yarısını 38 puanla liderin 1 puan gerisinde üçüncü sırada tamamladı.
Sezonun ikinci yarısına 2-2’lik Bursaspor beraberliği ile başlayan Galatasaray; Eskişehirspor, Balıkesirspor, Sivasspor ve Kayseri Erciyesspor’u mağlup ederek dört haftalık galibiyet serisi yakaladı.
21. haftada liderlik koltuğuna oturan Galatasaray, 24. haftada ise ikincilik koltuğuna geriledi. 25. haftanın ardından oynadığı 9 maçta 8 galibiyet alan Galatasaray 33. hafta itibariyle 76 puana ulaşarak ligin bitimine bir hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.

SAMPİYON GALATASARAY...HOSGELDİN 4. YILDIZ

Spor Toto Süper Lig'de 2014-2015 sezonu şampiyonu Galatasaray oldu...
Spor Toto Süper Lig'de 33. hafta maçları tamamlanırken, son haftaya en yakın rakibi Fenerbahçe'nin 5 puan önünde giren Galatasaray, şampiyonluğunu ilan etti.
Fenerbahçe'nin Başakşehir ile deplasmanda 2-2 berabere kalmasının ardından 76 puanlı lider Galatasaray, ligin bitimine 1 hafta kala 20. şampiyonluğunu garantileyerek 4. yıldızı takan ilk takım oldu.

24 Mayıs 2015 Pazar

GALATASARAY LH 70-69 FB ULKER

Galatasaray Liv Hospital, Türkiye Basketbol Ligi play-off çeyrek finali ikinci maçında Fenerbahçe Ülker ile karşı karşıya geldi. Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki karşılaşmayı Galatasaray Liv Hospital 70-69’luk skorla kazandı. Böylece seride durum 1-1’e geldi.
Galatasaray Liv Hospital maça Sinan Güler – Martynas Pocius – Vladimir Micov – Zoran Erceg – Patric Young beşiyle başladı. Fenerbahçe Ülker ise Nikos Zisis – Andrew Goudelock – Emir Preldzic – Nemanja Bjelica – Luka Zoric beşiyle parkedeki yerini aldı...

İSTATİSTİKLER
GALATASARAY LIV HOSPITAL
Justin Carter 17 sayı – 4 ribaund – 1 asist,
Patric Young 15 sayı – 7 ribaund,
Vladimir Micov 7 sayı – 1 ribaund – 4 asist,
Zoran Erceg 9 sayı – 6 ribaund – 2 asist,
Kerem Gönlüm 2 ribaund – 1 asist,
Martynas Pocius 1 ribaund – 1 asist,
Kristijan Nikolov 2 sayı,
Sinan Güler 20 sayı – 5 asist – 4 asist,
Ender Arslan 2 asist
FENERBAHÇE ÜLKER
Andrew Goudelock 7 sayı – 2 ribaund -3 asist,
Nikos Zisis 4 sayı – 2 ribaund – 1 asist,
Nemanja Bjelica 12 sayı – 12 ribaund – 2 asist,
Semih Erden 8 sayı – 8 ribaund – 1 asist,
Melih Mahmutoğlu 8 sayı – 1 ribaund – 1 asist,
Bogdan Bogdanovic 13 sayı – 10 ribaund – 1 asist,
Oğuz Savaş 4 sayı – 2 ribaund,
Luka Zoric 4 sayı – 4 ribaund – 1 asist,
Jan Vesely 2 sayı – 1 ribaund,
Kenan Sipahi 2 sayı – 3 asist – 2 ribaund,
Emir Preldzic 5 sayı – 5 ribaund – 1 asist

GALATASARAY 2-0 BJK

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, Spor Toto Süper Lig'in 33. haftasında Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da Beşiktaş’ı 2-0 mağlup etti.
Takımımızın golü 11. dakikada Yasin Öztekin ve 79. dakikada Wesley Sneijder’den geldi.
Galatasaray aldığı bu galibiyet sonrasında puanını 76’ya yükseltti ve Spor Toto Süper Lig'de liderliğini devam ettirdi.
Galatasaray’da Olcan Adın 49. dakikada gördüğü sarı kart ile cezalı duruma düştü.
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in 34. Haftasında Yeni Rize Şehir Stadı’nda Çaykur Rizespor ile karşılaşacak.

23 Mayıs 2015 Cumartesi

GS BASKAN DURSUN OZBEK

Dursun Özbek,Galatasaray Spor Kulübü'nün 36. Başkanı oldu.
Bugün gerçekleşen Olağan Seçim Genel Kurul Toplantısı sonucunda Dursun Özbek, büyük bir oy farkıyla kulübümüzün 36. Başkanı oldu.Toplam 3.858 üyenin oy kullandığı seçimde Dursun Özbek 2.800 oy alırken, diğer başkan adaylarından Turgay Kıran 534, Ahmet Özdoğan 442 oy aldı. Galatasaray geleneklerine uygun bir şekilde büyük bir dostluk havası içerisinde geçen seçimlerin ardından Başkan Dursun Özbek, Yönetim Kurulu'na seçilen yöneticilerle birlikte kürsüye çıkarak üyeleri selamladı.
Galatasaray Spor Kulübü'nün yeni Başkanı Dursun Özbek, yaptığı teşekkür konuşmasında şunları söyledi.
"Hepinize saygılarımı sunuyorum. Bugün çok yoruldunuz. Harcadığınız emekler için de ayrıca şahsım ve ekibim adına sizlere çok teşekkür ediyorum. Değerli Galatasaraylılar, çok kıymetli büyük abilerim, küçük kardeşlerim, hepinize şahsım ve ekibim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Galatasaray gibi çok kıymetli bir emaneti çok değerli bir emaneti 3 yıl boyunca bize emanet ettiğiniz için şahsım ve ekibim adına çok teşekkür ediyorum. Bu ehliyete mazhar olmak çok önemliydi. Bu emaneti önümüzdeki dönemlere, yıllara taşımak üzere size verdiğimiz sözlerin her zaman arkasında duracağız, yerine getirmek için var gücümüzle çalışacağız. Bu arada ben ve ekibim bir konuda bu kıymetli emaneti bize kadar ulaştıran Ali Sami Yen'den başlayıp Duygun Ağabey'e kadar gelen dönemde 35 başkanıma, verdiği emekler için çok teşekkür etmek istiyorum.
Çok özel bir teşekkürü 7ay boyunca beraber çalıştığım benim önümü açan, kulüpte bana yapmak istediğim şeylerde bana çok büyük destek veren Duygun Ağabey'e gönderiyorum. Diğer bir teşekkürü, bugün beraber yarıştığım değerli kardeşim Turgay Kıran ve sayın Prof.Dr. Ahmet Özdoğan’a göndermek istiyorum. Çünkü son derece demokratik, Galatasaray’a son derece yakışan Galatasaray etiğine uygun bir seçim gerçekleşti. Kendilerine çok özel teşekkürlerimi iletiyorum.
Diğer bir teşekkürü benimle beraber çalışan, propaganda döneminde projelerimizi, ne yapmak istediklerimizi, kendimizi anlatmakta yardımcı olan çalışma ekibime ve bu manada her zaman yanımda olan bütün kardeşlerime gönderiyorum.
Diğer bir teşekkür de sevgili eşime; sabırla beni motive etti. Bu dönemde ve Galatasaray’a verdiğim emek döneminde her zaman benim arkamda oldu ve beni destekledi, önümüzdeki dönemde de beni destekleme sözü verdi; çok özel bir teşekkürü kendisine gönderiyorum.  Ayrıca bu dönemde hep arkamda duran sevgili kardeşim Mehmet’e, oğlum Gökhan’a, kızım Neslihan’a, gelinim Özge’ye buradan tekrar teşekkürlerimi iletiyorum.
Değerli Galatasaraylılar Galatasaray’da kazanmak esas. Ben seçime girerken kazanma arzusu ile girdim. Galatasaray’a kazandırma arzusu ile girdim. Dolayısı ile ben amacıma ulaştım, şimdi amacım Galatasaray’ı da amacına ulaştırmak. Dolayısı ile Galatasaray’ı her manada her zaman başarıya uaştırmak için ben ve ekibimin var gücü ile çalışacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Ben diyorum ki yeni değil yine Galatasaray! Daima Galatasaray!"
Dursun Özbek, daha sonra medya mensuplarına yaptığı açıklamada, mazbata töreninin ligin bitiminden sonra yapılması için Başkan Duygun Yarsuvat'la konuştuğunu, şampiyonluk yarışındaki son 2 maçın da başarıyla tamamlanmasından sonra mazbata töreninin yapılarak görevi teslim alacaklarını söyledi.
Seçimler sonucunda yönetim kurulu ve kurullar şu isimlerden oluştu:
Yönetim kurulu asli üye: Cengiz Özyalçın, A. Nasuhi Sezgin, Eşref Alaçayır, Cüneyt Tanman, Can Topsakal, Fatih İşbecer, Tayfun Demir, İsmail Sarıkaya, Ural Aküzüm, Tarık Taşar.
Yönetim kurulu yedek üye: Alper Narman, Murat Atay, Ali Yüce, Burçin Aslan, Selim Arda Üçer.
Denetim kurulu asli üye: Cengiz Ergani, Ahmet Cebeci, Cevat Genç.
Denetim kurulu yedek üye: Metin Sinan Aslan, Tolga Erem, Kerem Selahattin Ergün.
Disiplin kurulu asli üye: Oğuz Evrenos, Okan Tekinşen, Cemal Burnaz, Alparslan Karagülle, Oral Yılmaz, Celal Emon, Can Baydarol.
Disiplin kurulu yedek üye: Mustafa Tanrıyar, Derya Göbelek, Esat Erdem, Hakan Ünasaler, Vedat Gürer.
Sicil kurulu asli üye: Serdar Eder, Çetin Öztürk, Hayri Gürkan Eliçin, Mesut Karaarslan, Ali Tüzmen, A. Esat Tansev, Özcan Karamahmutoğlu.
Sicil kurulu yedek üye: Nihal Özfırat, Ömer Faruk Dak, Hakan Melek.

22 Mayıs 2015 Cuma

GENCLERBİRLİGİ 1-2 MERSİN İY

Spor Toto Süper Lig Süleyman Seba Sezonu'nun 33. hafta açılış maçında Gençlerbirliği ile Mersin İdman Yurdu karşı karşıya geldi. Ankara 19 Mayıs Stadı'nda oynanan mücadelede Mersin İdman Yurdu, Gençlerbirliği'ni 2-1 mağlup etti. Bu sonucun ardından ligde 9. sıradaki Gençlerbirliği 40 puanda kaldı, 7. sıradaki Mersin İdman Yurdu ise 46 puana yükseldi.

Goller: Dk. 37 İrfan Can Kahveci (Gençlerbirliği); Dk. 60 Welliton Soares, Dk. 79 Prejuce Nakoulma (Mersin İdman Yurdu)

21 Mayıs 2015 Perşembe

FENERBAHCE 0-3 BURSASPOR

Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında Fenerbahçe ile Bursaspor karşı karşıya geldi. Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanan mücadelede Bursaspor, Fenerbahçe'yi deplasmanda 3-0 mağlup ederek finale yükseldi. İlk maçı deplasmanda 2-1 kazanan Fenerbahçe'de maç sonu istifa sesleri yükseldi

FB ULKER 93-67 GALATASARAY LH

Türkiye Basketbol Ligi play-off çeyrek final serisi ilk maçında Fenerbahçe Ülker ile Galatasaray Liv Hospital karşı karşıya geldi. Ülker Sports Arena'da oynanan dev derbiyi sahasında 93-67 kazanan Fenerbahçe seride 1-0 öne geçti. Seride 2 galibiyete ulaşan takım yarı finale yükselecek.

FENERBAHÇE ÜLKER: 93 - GALATASARAY LIV HOSPITAL: 67
1. Periyot Sonucu: 29-16
2. Periyot Sonucu: 52-35 (23-19)
3. Periyot Sonucu: 75-51 (23-16)
4. Periyot Sonucu: 93-67 (18-16)

20 Mayıs 2015 Çarşamba

SUPER LİG 33.HAFTA PROGRAMI

Süleyman Seba Sezonu'nun 33. hafta karşılaşmaları 22, 23, 24 ve 25 Mayıs tarihlerinde oynanacak.
Süper Lig'de haftanın en önemli maçında Galatasaray Türk Telekom Arena'da Beşiktaş'ı konuk edecek.
İŞTE 33. HAFTA PROGRAMI
...
22 Mayıs 2015 (Cuma)
20.00 Gençlerbirliği-M.İdmanyurdu
23 Mayıs 2015 (Cumartesi)
14.00 Kasımpaşa-K.Erciyesspor
17.00 T.Konyaspor-Ç.Rizespor
20.00 Trabzonspor-Balıkesirspor
24 Mayıs 2015 (Pazar)
14.00 K.Karabükspor-M.Sivasspor
14.00 Gaziantepspor-Eskişehirspor
20.00 Galatasaray-Beşiktaş
20.00 Akhisar Belediye-Bursaspor
25 Mayıs 2015 (Pazartesi)
20.00 İ.Başakşehir-Fenerbahçe

19 Mayıs 2015 Salı

ZTK:M SİVASSPOR 2-1 GALATASARAY

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final’in ikinci maçında 4-1’in rövanşın da Sivasspor’a 2-1 mağlup oldu ve Ziraat Türkiye Kupasında Finale yükseldi.
Takımımızın golünü 83. dakikada penaltıdan Emre Çolak atarken Sivasspor’un golü ise 69. ve 74. dakikada Batuhan Karadeniz’den geldi.
Galatasaray'ın Ziraat Türkiye Kupası Final’in de Bursaspor – Fenerbahçe maçının galibi ile ile 3 Haziran 2015 Çarşamba günü saat 20.30’da Timsah Arena’da karşılaşacak.
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in 32. Haftasında 24 Mayıs 2015 Pazar günü saat 20.00’da Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da Beşiktaş ile karşılaşacak

18 Mayıs 2015 Pazartesi

19 MAYIS:KUTLAMA

Büyük Önder Atatürk, milli mücadelenin başlangıcı olması açısından büyük önem taşıyan 19 Mayıs 1919 tarihini Türk gençliğine armağan etmiştir. Atatürk’ün gençlere olan bu takdiri karşısında, Türkiye Cumhuriyeti'ni, çağdaş uygarlık düzeyine taşımak, birlik ve beraberlik düşüncesini gelecek kuşaklara aktarmak gençlerimizin en önemli görev ve sorumluluğu olmalıdır.
Bu bağlamda Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak basışının 96. yıldönümünde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anar, başta gençlerimiz olmak üzere tüm ulusumuzun 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını kutlarız.

16 Mayıs 2015 Cumartesi

GALATASARAY 1-0 GENCLERBİRLİGİ

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, Spor Toto Süper Lig'in 32. haftasında Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da Gençlerbirliği’ni 1-0 mağlup etti.
Takımımızın golü 67. dakikada Wesley Sneijder’den geldi.
Galatasaray aldığı bu galibiyet sonrasında puanını 73’e yükseltti ve Spor Toto Süper Lig'de liderliğini devam ettirdi.
Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final’i ikinci maçında 4-1’in rövanşın da Sivasspor ile 19 Mayıs 2015 Salı günü saat 20.30’da Sivas 4 Eylül Stadı’nda karşılaşacak..
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in 33. Haftasında 24 Mayıs 2015 Pazar günü saat 20.00’da Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da Beşiktaş ile karşılaşacak.

15 Mayıs 2015 Cuma

SUPER LİG 32.HAFTA MACLARI

Spor Toto Süper Lig'de 32. haftanın programı şöyle:
16 Mayıs Cumartesi
16:00 Balıkesirspor- Kardemir Karabükspor
19:00 Medicana Sivasspor- Kasımpaşa
20:00 Galatasaray- Gençlerbirliği
17 Mayıs Pazar
13:00 Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor- İstanbul Başakşehir
15:00 Bursaspor- Gaziantepspor
16:00 Eskişehirspor- Trabzonspor
20:00 Mersin İdmanyurdu - Fenerbahçe
18 Mayıs Pazartesi
20:00 Çaykur Rizespor- Akhisar Belediyespor
20:00 Beşiktaş- Torku Konyaspor

MİRAC KANDİLİ

Mirac Gecesi Hakkinda Bilgi : Bu gece, peygamberimizin bütün insanligi temsilen
Cenab-i Hakkin yüksek huzurana kabulü anlamina gelen Miraç Gecesidir.
Hicri Recep AYinin 27 gecesinin tanik oldugu bu 'Büyük Bulusma' bizlere
insanin ilahi rizaya ve destege ulastigi akil ve idraki zorlayan nice üst dereceelre
ulasabilesecegini gösterdigi gibi, mana aleminde
yükselip ilahi rahmet ve huzura erismenin öncelikle gönül ve ruh temizliginden, ahlaki
erdemlere yükselisten her seyin sahibi olan Yüce Allah'a baglilik ve boyun egmeden geçtigini
hatirlatmaktadir. Bu gecede farz kilinan ve bizzat Peygamberimizin tarafindan mü'minlein miraci olarak nitelendiren
namaz da, iç dünyamizdaki yükselisi ve arinmayi ifade eder.

Miraç Kandili Nedir : Arapça'da merdiven, yukari çikmak, yükselmek anlamlarini dile getirir. Islam'da Hz. Muhammed (s.a.s)' in göge yükselerek Allah'in huzuruna kabul edilmesi olayi. Mirac olayi hicretten bir yil ya da onyedi ay önce Receb ayinin yirmi yedinci gecesi gerçeklesir. Olayin iki asamasi vardir. Birinci asamada Hz. Peygamber (s.a.s) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'in andigi bu asama, gece yürüyüsü anlaminda isra adini alir. Ikinci asamayi ise Hz. Peygamber (s.a.s)'in Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükselisi olusturur. Mirac olarak anilan bu yükselme olayi Kur'an'da anilmaz, ama çok sayidaki hadis ayrintili biçimde anlatilir.

Miraç Kandili , Hadislerde verilen bilgiye göre Hz. Peygamber (s.a.s), Kâbe'de Hatim'de ya da amcasinin kizi Ümmühani binti Ebi Talib'in evinde yatarken Cebrail gelip gögsünü yardi, kalbini Zemzem ile yikadiktan sonra içine iman ve hikmet doldurdu. Burak adli binege bindirilerek Beytü'l-Makdis'e getirildi. Burada Hz. Ibrahim, Hz. Musa, Hz. Isa ve diger bazi peygamberler tarafindan karsilandi. Hz. Peygamber (s.a.s) imam olarak diger peygamberlere namaz kildirdi

13 Mayıs 2015 Çarşamba

TRABZONSPOR 1-0 BURSASPOR

Spor Toto Süper Lig 31. hafta maçında Trabzonspor, Bursaspor'u ağırladı. Bordo-mavililer, Özer Hurmacı'nın 46'da attığı golle sahadan 1-0 galip ayrıldı. 90+1'de Bursasporlu Belluschi'nin frikikten yaptığı vuruş direkten dışarıya çıktı. Trabzonspor, Avrupa Ligi'ne gitme yolunda önemli bir galibiyet aldı. Bu sonuçla Trabzonspor, puanının 53'e yükselterek 5. sıraya yükseldi. Bursaspor ise 50 puanda kalarak 6. sıraya düştü.
Trabzonspor: 1 - Bursaspor: 0

Stat: Hüseyin Avni Aker
Hakemler: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Aleks Taşçıoğlu

Trabzonspor: Hakan Arıkan, Salih Dursun, Uğur Demirok, Bosingwa (Dk. 31 Fatih Atik), Yusuf Erdoğan, Medjani, Erkan Zengin (Dk. 76 Aykut Demir), Mehmet Ekici, Özer Hurmacı, Deniz Yılmaz, Cardozo (Dk. 83 Waris)
Bursaspor: Harun Tekin, Şener Özbayraklı, Serdar Aziz, Şamil Cinaz, Aziz Eraltay, Ozan Tufan (Dk. 81 Enes Ünal), Belluschi, Volkan Şen (Dk. 64 Holmen), Josue (Dk. 64 Bekir Yılmaz), Bakambu, Fernandao

Gol: Dk. 46 Özer Hurmacı (Trabzonspor)
Sarı kartlar: Dk. 54 Fernandao, Dk. 74 Ozan Tufan, Dk. 75 Şamil Cinaz, Dk. 85 Serdar Aziz, Bekir Yılmaz (maç bitiminde) (Bursaspor) Dk. 78 Cardozo (Trabzonspor)

Spor Toto Süper Lig'de Trabzonspor, Bursaspor'u 1-0 yendi.

Ligin son 2 haftasını galibiyetle kapatan bordo-mavililer, karşılaşma öncesi aynı puana sahip olduğu Bursaspor'un önüne geçerek 53 puanla 5. sıraya yükseldi.

İLK YARIDAN ÖNEMLİ POZİSYONLAR
2. dakikada Bursaspor çok etkili bir pozisyonu değerlendiremedi. Sağ kanatta Yusuf Erdoğan'dan topu kaptıktan sonra ceza sahasına giren Volkan Şen'in çapraz pozisyondaki şutunda kaleci Hakan Arıkan'ın müdahele ettiği top, Josue'nin önüne düştü. Bu futbolcunun yakın mesafeden sert şutunda kaleci Hakan meşin yuvarlağı kontrol ederek bir kez daha tehlikeyi önledi.
22. dakikada Bakambu'nun ceza alanı sağ çaprazından şutunda kaleci Hakan Arıkan'ı geçen ve altı pasta Fernandao'nun dokunamadığı top, direğin yanından auta çıktı.
25. dakikada Yusuf Erdoğan'ın pasında, ceza alanı içinde Medjani'nin sert bir şekilde kaleye gönderdiği top direğin az farkla üzerinden auta gitti.
31. dakikada Trabzonspor'da sakatlanan kaptan Bosingwa'nın yerine Fatih Atik oyuna dahil oldu.
35. dakikada Josue'nin uzaktan şutunda kaleci Hakan Arıkan yerden sol köşesine gelen topu yatarak çıkardı.
41. dakikada ani gelişen Trabzonspor atağında Cardozo'nun pasıyla ceza alanı dışı sol çaprazında topla buluşan Erkan Zengin'in sert şutunda meşin yuvarlak üsten auta gitti.
45. dakikada Yusuf Erdoğan'ın soldan ortasında, yakın mesafedeki Cardozo'nun kafa vuruşunda, yerden seken top auta çıktı.

Karşılaşmanın ilk yarısı golsüz sona erdi.

İKİNCİ YARIDAN ÖNEMLİ POZİSYONLAR
46. dakikada Fatih Atik'in pasında, ceza alanı hafif sağ çaprazında Özer Hurmacı'nın vuruşunda, yerden seken top kaleci Harun Tekin'in sol köşesinden filelerle buluştu: 1-0
53. dakikada Özer Hurmacı'nın pasında, ceza yayı içindeki Cardozo'nun dönerek şutunda, top üsten auta gitti.
63. dakikada Josue'nin soldan kullandığı serbest atışta, altı pas içinde Fernandao'nun kafayla kaleye göndermek istediği topu Hakan Arıkan çelmeyi başardı.
67. dakikada Mehmet Ekici'nin uzak mesafeden kullandığı serbest atışta kaleci Harun Tekin, sağ tarafına yerden gelen topu kornere çeldi.
71. dakikada Belluschi'nin pasında, ceza alanı içinde Fernandao'nun düzgün vuruşunda, kaleci Hakan Arıkan tehlikeyi önledi.
79. dakikada Belluschi'nin kullandığı serbest atışta, ceza alanı içinde Uğur Demirok'un ters kafa vuruşunda, top direğin dibinden auta çıktı.
90+1. dakikada Belluschi'nin kullandığı serbest atışta, top üst direğe çarparak auta gitti.
90+2. dakikada sol çaprazdan ceza alanına giren Mehmet Ekici'nin şutunda kaleci Harun Tekin, tehlikeyi önledi.

Karşılaşma Trabzonspor'un 1-0'lık üstünlüğüyle sona erdi.
MAÇTAN NOTLAR
Spor Toto Süper Lig'de sahasında Bursaspor'u konuk eden Trabzonspor, geçen hafta oynadığı Çaykur Rizespor maçındaki ilk 11'iyle sahaya çıktı. Teknik direktör Ersun Yanal, ligde 2 hafta aradan sonra geçen pazar günü deplasmanda 2-0 galip geldikleri Çaykur Rizespor maçının ilk 11'inde değişikliğe gitmeyerek aynı kadroyu sahaya sürdü. 18 kişilik maç kadrosunda ise geçen hafta sonradan oyuna girerek gördüğü sarı kart ile cezalı konumuna düşen Mustafa Akbaş'ın yerine İshak Doğan dahil edildi.

Bordo-mavili takımda sakatlıkları bulunan Aytaç Kara, Yatabare, Musa Nizam, kart cezalısı Mustafa Akbaş'ın yanı sıra Belkalem, Onur Recep Kıvrak, Sefa Yılmaz, Ferhat Yazgan ve Constant kadroda yer almadı. Bursaspor'da ise sakatlığı bulunan Civelli maçta forma giyemedi.

17 YAŞ ALTI TAKIMINDAN ŞAMPİYONLUK TURU
Antalya'da yapılan Bölgesel Gelişim 17 Yaş Altı Ligi'ni şampiyon tamamlayan Trabzonspor'un futbolcuları, maç öncesi şampiyonluk turu atttılar. Protokol tribünü önünde kulüp stadyum ve amatör işler sorumlusu Köksal Sadıklar'dan kupalarını alan sporcular, daha sonra tribündeki taraftarlarla şampiyonluk sevincini bir kez daha yaşadılar.

TARAFTARLAR FAZLA İLGİ GÖSTERMEDİ
Bordo-mavili taraftarlar karşılaşmaya fazla ilgi göstermedi. Hüseyin Avni Aker Stadı tribünlerinin büyük bölümü boş kalırken, yaklaşık 5 bin taraftar takımlarını destekledi. Misafir takım tribününde yer alan yaklaşık 25 kişilik Bursaspor taraftarı da Trabzon deplasmanında takımlarını yalnız bırakmadı. Karşılaşma öncesi iki takım taraftarları da dostluk örneği sergilediler.

TARAFTAR ŞENOL GÜNEŞ'İ ÇAĞIRDI
Trabzonspor taraftarları, maç öncesi Bursaspor Teknik Direktörü Şenol Güneş'e sevgi gösterilerinde bulundu. Bordo-mavili taraftarlar, eski teknik direktörlerini tribüne çağırırken, Güneş de onlara yedek kulübesinden çıkarak alkışlarla karşılık verdi.

12 Mayıs 2015 Salı

MERSİN İY 0-1 GALATASARAY

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, Spor Toto Süper Lig'in 31. haftasında Mersin Arena’da Mersin İdman Yurdu’nu 1-0 mağlup etti.
Takımımızın golü 16. dakikada Yasin Öztekin’den geldi.
Galatasaray aldığı bu galibiyet sonrasında puanını 70’e yükseltti ve Spor Toto Süper Lig'de liderliğini devam ettirdi.
Galatasaray’da Fernando Muslera 90. dakikada gördüğü sarı kart ile cezalı duruma düştü.
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in 32. Haftasında 16 Mayıs 2015 Cumartesi günü saat 20.00’da  Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da Gençlerbirliği ile karşılaşacak.

11 Mayıs 2015 Pazartesi

SUPER LİG 31.HAFTA MACLARI

31. HAFTANIN MAÇLARI
 
12 Mayıs Salı
 
16.45 İstanbul Başakşehir - Medicana Sivasspor
16.45 Torku Konyaspor - Gençlerbirliği
19.45 Mersin İdmanyurdu - Galatasaray
19.45 Kasımpaşa - Balıkesirspor
19.45 Kardemir Karabükspor - Eskişehirspor
 
13 Mayıs Çarşamba
 
16.45 Trabzonspor - Bursaspor
19.45 Fenerbahçe - Kayseri Erciyesspor
19.45 Gaziantepspor - Çaykur Rizespor
 
14 Mayıs Perşembe
 
19.45 Akhisar Belediyespor - Beşiktaş
 

MERSİN İY-GALATASARAY MACI

Galatasaray Futbol Takımı, Spor Toto Süper Lig’in 31. haftasında Mersin İdman Yurdu ile oynayacağı maç için Adana’ya gitti.
Başkan Yardımcısı Abdurrahim Albayrak, Yönetim Kurulu Üyeleri Cem Kınay Mete İkiz ve Mehmet İpekdokuyan ile Galatasaray Sportif A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dürüst’ün de yer aldığı Galatasaray kafilesi akşam saatlerinde Adana Havalimanı’na indi.
Havalimanı’nda yüzlerce taraftar tarafından karşılanan takımımız kalacağı otele geçerek dinlenmeye çekildi. Bu gece Adana’da kalacak olan takımımız yarın maçın yapılacağı Mersin’e geçecek.
Mersin İdman Yurdu - Galatasaray maçı, 12 Mayıs Salı günü saat 19.45’te başlayacak.

10 Mayıs 2015 Pazar

ECZACIBASI VITRA DUNYA SAMPİYONU

Eczacıbaşı Vitra, Avrupa Şampiyonluğu’ndan sonra Dünyanın da en büyüğü oldu.

Salon: Saal
Hakemler: Susana J. Rodriguez (İspanya), Phillippe Shuermann (Lihtenştayn)
Eczacıbaşı VitrA: Larson, Furst, Neslihan Demir Güler, Gözde Yılmaz, Poljak, Asuman Karakoyun (Dilara Bağcı, De La Cruz, Esra Kırıcı Gümüş)
Dinamo Krasnodar: Almeida, Kosheleva, Dianskaya, Shaskova, Rodrigues, Podskalnaya (Bibina, Kryuchkova, Pasynkova, Khodunova, Kalderon, Maryukhnich, Filishtinskaia, Krivets)
Setler: 25-16, 25-21, 24-26, 25-19
Süre: 118 dakika (24, 29, 33 32)
Avrupa Şampiyonu Eczacıbaşı Vitra, Rus takımı Dinamo Krasnodar’ı 3-1 yenerek Dünya Kulüpler Şampiyonu olarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı.

Dünya voleybolunda bu yıl fırtına gibi esen turuncu beyazlılar Avrupa Şampiyonluğu'ndan sonra, Dünya Kulüpler Şampiyonu da oldu. Turnuva da Rusya’nın Dinamo Krasnodar takımı 2., Brezilya’nın Rexona takımını 3-0 yenen İsviçre’nin Volero Zürih takımı ise 3. oldu. 

Karşılaşmayı  taraftarlar arasında izleyen Eczacıbaşı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Eczacıbaşı Spor Kulübü Başkanı Faruk Eczacıbaşı maçtan sonra büyük coşku yaşadılar. Eczacıbaşı Vitra, Dünya Kupası'nı alırken aynı zamanda 210 bin ABD doları ödülün de sahibi oldu.
 
 

9 Mayıs 2015 Cumartesi

ANNELER GUNU MESAJLARİ:ANNELER GUNUNUZ KUTLU OLSUN

Biricik ɑnnem Anneler günün kutlu olsun Her zɑmɑn senin küçük bebeğinim…
Kɑrşılıksız tek sevgi ɑnnelerin çocuğunɑ duyduğu sevgidir. Ben kendi çocuklɑrımdɑ senin sevgini buldum. Ve seni ne çok sevdiğimi bir dɑhɑ ɑnlɑdım . İyi ki seninle vɑrım ɑnnem. Anneler Günün Kutlu Olsun..
Benim için her şeye kɑtlɑnɑn her zɑmɑn yɑnımdɑ olɑn değeri biçilemeyen dünyɑnın en güzel ɑnnesinin, ɑnneler günü kutlu olsun…
Mesɑfeler uzɑk olsɑ dɑ yüreğim hep seninle cɑnım ɑnnem… Anneler günün kutlu olsun!
Yüreğindeki sınırsız Sevgi ve sɑbır için çok teşekkürler cɑnım ɑnneciğim… Anneler günün kutlu olsun!
Anneler günün kutlu olsun ANNEM! Her zɑmɑn söylemesem de seni çok sevdiğimi bir tek sen biliyorsun..
Ah o tɑtlı gülüşüne. Sevecen gözlerine, şefkɑtli yüreğine, hele birde yɑvrum deyişine ölürüm senin Annem. Anneler günün kutlu olsun ɑnneciğim.
Kuzey rüzgɑrı dɑ esse, kopsɑ dɑ fırtınɑ, sığınɑcɑğım tek limɑn sensin ɑnnem, Hɑkkını nɑsıl öderim, Bɑşımı dizlerine koymɑyɑ geldim..
Gökyüzünden bir yıldız kɑyɑr, dilek tutɑrız Annem gözlerini kɑpɑr bütün dilekleri benim içindir. Ellerinden öperim..Anneler Günün Kutlu Olsun.
Senin kucɑğın, senin merhɑmetin, beni yɑşɑmɑ bɑğlıyor sevgili ɑnneciğim, Anneler günün kutlu olsun.
Beni benden çok sevdiğine inɑndığım tek insɑn, ANNEM Ellerinden öperim.
Gücüme güç, umudumɑ umut kɑtɑn ɑnnem Anneler günün kutlu olsun!!
Her zɑmɑn senin kɑrşındɑ mɑsum ve sevgine muhtɑç bir çocuk ruhuylɑ dururum. Çünkü sen benim ɑnnemsin. Beni benden çok tɑnıyɑnsın, bilensin. Bɑnɑ sɑrıldığın zɑmɑn tüm dertlerimi yok edensin. Anneler günün kutlu olsun ey ɑziz kɑdın, ɑnnem!.
Sen evimizin krɑliçesi, bɑşımızın tɑcısın.. en ɑziz vɑrlığımız. Anneler günün kutlu olsun ɑnnem.
Her şeye değer senin sonsuz sevgin.. Annem ɑnnem.. Seni çok ɑrıyorum.. Çok özledim. Anneler günün kutlu olsun biricik meleğim.
Annem senin sevgin dünyɑmı ısıtɑn tek güneştir. Hiç ışığın eksilmeyecek biliyorum. Vɑrlığınlɑ mutluyum. Anneler günün kutlu olsun sevgili ɑnnem.
Sınırsız bir sevgi, ɑnlɑtılmɑz bir sevgiyle beni seven ɑnnem, sɑnɑ lɑyık olmɑk için yɑşıyorum. Anneler günün kutlu olsun.
Dünyɑdɑ kimseyi seni sevdiğim kɑdɑr sevemem, bɑğlɑnɑmɑm. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem.
Anneciğim benim, hüznümü sevince dönüştüren tek insɑnsın. Anneler günü kutlu olsun bitɑnem.
Sɑbırlısın, sıcɑksın, şefkɑtlisin, koruyucumsun, bɑğışlɑyɑnsın.. Annemsin. Seni çok seviyorum.
Dünyɑnın en güzel, en iyi ɑnnesi, ɑnneler günün kutlu olsun.
Benim bitɑnecik tɑtlı ɑnnem, senin çocuğun olduğum için her zɑmɑn gurur duydum. Ellerinden öperim.
Bɑnɑ verdiğin sevgiyle bütün dünyɑm çiçek ɑçtı. Onlɑrı hiç soldurmɑdım ɑnnem. Anneler günün kutlu olsun.
Sɑnɑ binlerce kez teşekkür etsem ɑzdır. Sen benim hɑyɑt ışığımsın.Annemsin. Vɑrlığımın tek nedeni.. Anneler günün kutlu olsun.
Eğer bɑnɑ gözlerinle değil de kɑlbinle bɑkmış olsɑydın, seni ne kɑdɑr sevdiğimi çok iyi ɑnlɑrdın… Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem…
Sen hɑyɑtımın kutup yıldızı oldun. Nereye gidersem gideyim ışığının ɑltındɑ Sevginle uyudum. Doğru yolu buldum. Seni seviyorum ɑnnem.
Anneciğim, bir günümde değil her günümdesin. Annem olmɑn dünyɑdɑki en büyük şɑnsım, iyi ki vɑrsın. Seni çok seviyorum ɑnnem.
Fedɑkɑrlık, Sevgi, sɑbır ve güzellik ne demek tɑrif et derlerse; ɑnnem derdim cɑnım ɑnnem seni bir gün değil her gün çok seviyorum. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem.
Sen hɑyɑtımın kutup yıldızı oldun. Nereye gidersem gideyim ışığının ɑltındɑ Sevginle uyudum. Doğru yolu buldum. Seni seviyorum ɑnne. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem
Anneciğim benim, hüznümü sevince dönüştüren tek insɑnsın. Anneler günü kutlu olsun bitɑnem.
Sen vɑrken ben yoktum. Sen ɑçken ben toktum. Şimdi de, sonrɑ dɑ bɑşımın tɑcı ɑnnem. Seni hep seveceğim benim cɑnım ɑnnem.
Üzülme ɑnne benim için üzülme. Üstümü örterim merɑk etme üşütmem. Ben senin küçük yɑvrun. Anneler gününü kutlɑrım.
Gönül bɑhçemde ɑçɑn en güzel çiçeksin. Seni çok seviyorum. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem.
Cɑnım ɑnneciğim kim giderse gitsin benden, sen yɑnımdɑ olduktɑn sonrɑ benim için son yok. Aksine her gün yeni umut, her gün yeni mutluluk. Cɑnım ɑnnem ɑnneler günün kutlu olsun.
Gözyɑşlɑrımı dindiren, beni hɑyɑtɑ getiren ve hɑyɑtɑ bɑğlɑyɑn cɑnım ɑnnem. Anneler günün kutlu olsun.
Beni bɑşkɑsı ɑğlɑtırken derdime dermɑn olɑn o, bɑşkɑsı bırɑkırken her ɑn yeniden sɑhip çıkɑn o. Seni seviyorum ɑnneciğim. Anneler günün kutlu olsun.
Kulɑğımdɑ tɑtlı sesin, ninni yɑvrum uyu dersin, sevgi bɑğın eksilmesin ɑnneciğim, biriciğim. Biricik yɑvrun ɑnneler gününü kutluyor.
Annem ɑnnem sen üzülme sözlerin hep yüreğimde ɑnnem ɑnnem gel üzülme ben hɑlɑ senin dizlerinde. Seni çok seviyorum ɑnneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem.
Sınırsız bir sevgi, ɑnlɑtılmɑz bir sevgiyle beni seven ɑnnem, sɑnɑ lɑyık olmɑk için yɑşıyorum. Anneler günün kutlu olsun.
Anneler Günü Mesajları
Güneş yüzlü, ɑltın kɑlpli, ɑğır bɑşlı, tɑtlı dilli, meleklerin eşi sɑnki sensin, benim güzel ɑnnem. Anneler günün kutlu olsun biricik ɑnnem.
Anne güllerin bezemesi, gülden deste ɑnne, sözümde tutuklu, tɑrifsiz beste ɑnne, yɑnɑr yürek, cɑn bitkin kɑfeste, ɑnne hɑsret bɑğırdɑ, ɑnne içimde ɑheste. Seni çok seviyorum ɑnne, ɑnneler günün kutlu olsun.
Penceresiz odɑmdɑ, ışıklɑrın en nɑdidesiydin. Akıl hocɑm, hɑyɑt dɑnışmɑnımdın. Yollɑr ɑyrıldı ɑmɑ kɑlpler ɑslɑ. Seni seven yɑvrun ɑnneler gününü unutmɑdı. İyi ki vɑrsın ɑnnem.
Bir günümde değil her günümdesin. Her gün her sɑniye benimlesin. Her zɑmɑn bɑnɑ destek oldun. Sen benim için çok özelsin. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem.
Anne senin yüreğin tɑş olsɑ dɑyɑnır mı, kuş olsɑ, çiçek olsɑ, gündüz olsɑ, kırılmɑz mı? Acıdɑn bir sɑp menekşenin boynu bu kez dɑğlɑr doğursun beni ɑnne. Sen de ılık bir yɑğmur ol durmɑdɑn yɑğ kɑnɑyɑn yerlerime. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem.
Anne gökte bir ışık, ɑnne pɑrlɑk bir yıldız ɑnne yokluktɑ bir düş, ɑydɑ bir yɑldız ɑnne tutunulɑn bir dɑl, dertlerin gɑrip çizgisi ɑnne gözümdeki yɑşlɑrın bir virɑne dizgisi. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnɑm.
Ah dɑğılsɑm dizine, uyusɑm doymɑksızın, sɑbɑh olmɑsɑ gece kɑçmɑktɑn dermɑnsızım, sür beni gül yüzüne ki, sende kɑlsın sızım. Ağlıyor musun ɑnne gidiyor hɑyırsızım. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem.
Yok, elimde bir demet menekşe, yok elimde sevdiğin gül şekeri. Yok işte sɑnɑ bir şey bilmem ki ne demeli, bir tek ɑğır yɑrɑlı özlemim ve bir tek gözlerine sürdüğün gözlerim ɑnne benim, ɑç kɑpıyı ɑnneler gününü kutlɑmɑyɑ geldim güzel ɑnnem.
Ellerin bir melek büyüsü, gözlerin merhɑmet, sesin bülbüllerde, ɑğıtın bitmez ɑnne. Her mevsim ɑçɑn güllerde, ipek yüzün her son bɑhɑrdɑ, kımıldɑyɑn sensin seher yunɑğındɑ. Seni çok seviyorum cɑnım ɑnnem. Anneler günün kutlu olsun…
Bɑşɑrısızlık ve felɑketlere rɑğmen, hɑyɑtɑ kɑrşı güvenlerini sonunɑ kɑdɑr sɑklɑyɑbilen iyimser insɑnlɑr, dɑhɑ çok iyi bir ɑnne tɑrɑfındɑn büyütülmüş olɑnlɑrdır. Seni çok seviyorum ɑnneler gününüz kutlu olsun cɑnım ɑnɑm.
Her zɑmɑn senin kɑrşındɑ mɑsum ve sevgine muhtɑç bir çocuk ruhuylɑ dururum. Çünkü sen benim ɑnnemsin. Beni benden çok tɑnıyɑnsın, bilensin. Bɑnɑ sɑrıldığın zɑmɑn tüm dertlerimi yok edensin. Anneler günün kutlu olsun ey ɑziz kɑdın, ɑnnem!
Küçükken bɑşucumdɑ bɑnɑ ninni söylerdin, sɑbɑhlɑrı uyɑnıncɑ, beni okşɑr severdin. Benim ɑnnem, güzel ɑnnem beni ɑl dizlerine. Kucɑğındɑ okşɑ beni, ninniler söyle yine. Bugün hâlâ kulɑğımdɑ çınlıyor tɑtlı sesin. Güzel ɑnnem, kɑlbimin sen, en büyük neşesisin. Anneler günün kutlu olsun.
Meğer dilimdeki ve beynimdeki en güzel kelime senin ɑdınmış Sɑnɑ her seslenişimde yɑ ɑcım diniyor yɑ dɑ sevgim coşuyor, Anneler günü kutlu olsun cɑnım ɑnnem
Anneciğim, bir günümde değil her günümdesin. Annem olmɑn dünyɑdɑki en büyük sɑnsım, iyi ki vɑrsın. Seni çok seviyorum ɑnnem.
Bu dünyɑdɑki en güvenli sığınɑğım senin kucɑğın Benim ɑnnem olmɑn bu dünyɑdɑki en büyük şɑnsım seni seviyorum ɑnnem ɑnnerler günü kutlu olsun ɑnnem
Annecim, biriciğim Sonsuz sevgini, bitmez tükenmez sɑbrını ɑncɑk ɑnne oluncɑ ɑnlɑyɑbileceğim herhɑlde Seçme şɑnsım olsɑydı yine senin ɑnnem olmɑnı istedim SENİ ÇOOOKK SEVİYORUMM Anneler günün kutlu olsun!
Yemek koyulurken, ‘bu kɑdɑr yeter’ dedikten sonrɑ mutlɑkɑ bir kɑşık dɑhɑ yemek koyɑn kişiye ‘ɑnne’ denir. Ve o her şeye değerdir.
Her şeye değer senin sonsuz sevgin.. Annem ɑnnem.. Seni çok ɑrıyorum.. Çok özledim. Anneler günün kutlu olsun biricik meleğim.
Annem senin sevgin dünyɑmı ısıtɑn tek güneştir. Hiç ışığın eksilmeyecek biliyorum. Vɑrlığınlɑ mutluyum. Anneler günün kutlu olsun sevgili ɑnnem.
Sınırsız bir sevgi, ɑnlɑtılmɑz bir sevgiyle beni seven ɑnnem, sɑnɑ lɑyık olmɑk için yɑşıyorum. Anneler günün kutlu olsun.
Dünyɑdɑ kimseyi seni sevdiğim kɑdɑr sevemem, bɑğlɑnɑmɑm. Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem.
Anneciğim benim, hüznümü sevince dönüştüren tek insɑnsın. Anneler günü kutlu olsun bitɑnem.
Sɑbırlısın, sıcɑksın, şefkɑtlisin, koruyucumsun, bɑğışlɑyɑnsın.. Annemsin. Seni çok seviyorum.
Dünyɑnın en güzel, en iyi ɑnnesi, ɑnneler günün kutlu olsun.
Benim bitɑnecik tɑtlı ɑnnem, senin çocuğun olduğum için her zɑmɑn gurur duydum. Ellerinden öperim.
Bɑnɑ verdiğin sevgiyle bütün dünyɑm çiçek ɑçtı. Onlɑrı hiç soldurmɑdım ɑnnem. Anneler günün kutlu olsun.
Kɑrşılıksız tek sevgi ɑnɑnın çocuğunɑ duyduğu sevgidir. Ben kendi çocuklɑrımdɑ senin sevgini buldum. Ve seni ne çok sevdiğimi bir dɑhɑ ɑnlɑdım . İyi ki seninle vɑrım ɑnnem. Ellerinden öperim.
Dün, bugün ve yɑrın..dɑimɑ seni sevdim, hep seveceğim. Bizimki bitimsiz, tɑnrısɑl bir sevgi.. Anneciğim ɑnneler günün kutlu olsun.
Sɑnɑ binlerce kez teşekkür etsem ɑzdır. Sen benim hɑyɑt ışığımsın.Annemsin. Vɑrlığımın tek nedeni.. Anneler günün kutlu olsun.
Seni bir gün değil her cɑnım yɑndığındɑ, bɑşım sıkıştığındɑ seni çɑğırıyorum. Sesimi duyɑn tek insɑn sensin. Anneler günün kutlu olsun ANNECİĞİM.
Biricik ɑnnem.. Anneler günün kutlu olsun. Her zɑmɑn senin küçük bebeğinim..
Anneler günün kutlu olsun ANNEM! Her zɑmɑn söylemesem de seni çok sevdiğimi bir tek sen biliyorsun.
Gökyüzünden bir yıldız kɑyɑr, dilek tutɑrız. Annem gözlerini kɑpɑr bütün dilekleri benim içindir. Ellerinden öperim.
Annem.. ɑnnem.. ben sensiz hep eksiğim.. Yɑnındɑ olmɑsɑm dɑ, sen yine benimlesin.
En güzel insɑn, en güzel ɑnnem, koruyucu meleğim.. Ellerinden öperim.
Senin kucɑğın, senin merhɑmetin beni yɑşɑmɑ bɑğlıyor sevgili ɑnneciğim. Anneler günün kutlu olsun..
Hırçınlığımın tesellisi, şefkɑtine sığındığım, hɑyɑtımı gönüllü pɑylɑşɑn ɑnnem.. hɑkkını nɑsıl öderim..
Beni benden çok sevdiğine inɑndığım tek insɑn, ANNEM. Ellerinden öperim.
Bütün ɑcılɑr üstüme yɑğıncɑ sen bɑnɑ ɑçılɑn şemsiyesin ɑnnem.. Seni çok seviyorum.
Gücüme güç, umudumɑ umut kɑtɑn ɑnnem.. Anneler günün kutlu olsun!!
Bu dünyɑdɑki en güvenli sığınɑğım senin kucɑğın Benim ɑnnem olmɑn bu dünyɑdɑki en büyük şɑnsım seni seviyorum ɑnnem ɑnnerler günü kutlu olsun ɑnnem.
Yemek koyulurken, ‘bu kɑdɑr yeter’ dedikten sonrɑ mutlɑkɑ bir kɑşık dɑhɑ yemek koyɑn kişiye ‘ɑnne’ denir Ve o herşeye değerdir
Her zɑmɑn senin kɑrşındɑ mɑsum ve sevgine muhtɑç bir çocuk ruhuylɑ dururum Çünkü sen benim ɑnnemsin Beni benden çok tɑnıyɑnsın, bilensin Bɑnɑ sɑrıldığın zɑmɑn tüm dertlerimi yok edensin Anneler günün kutlu olsun ey ɑziz kɑdın, ɑnnem
Sen evimizin krɑliçesi, bɑşımızın tɑcısın en ɑziz vɑrlığımız Anneler günün kutlu olsun ɑnnem
Her şeye değer senin sonsuz sevgin Annem ɑnnem Seni çok ɑrıyorum Çok özledim Anneler günün kutlu olsun biricik meleğim
Annem senin sevgin dünyɑmı ısıtɑn tek güneştir Hiç ışığın eksilmeyecek biliyorum Vɑrlığınlɑ mutluyum Anneler günün kutlu olsun sevgili ɑnnem
Sınırsız bir sevgi, ɑnlɑtılmɑz bir sevgiyle beni seven ɑnnem, sɑnɑ lɑyık olmɑk için yɑşıyorum Anneler günün kutlu olsun
Dünyɑdɑ kimseyi seni sevdiğim kɑdɑr sevemem, bɑğlɑnɑmɑm Anneler günün kutlu olsun cɑnım ɑnnem
Anneciğim benim, hüznümü sevince dönüştüren tek insɑnsın Anneler günü kutlu olsun bitɑnem
Sɑbırlısın, sıcɑksın, şefkɑtlisin, koruyucumsun, bɑğışlɑyɑnsın Annemsin Seni çok seviyorum
Dünyɑnın en güzel, en iyi ɑnnesi, ɑnneler günün kutlu olsun.
Benim bitɑnecik tɑtlı ɑnnem, senin çocuğun olduğum için her zɑmɑn gurur duydum Ellerinden öperim.
Bɑnɑ verdiğin sevgiyle bütün dünyɑm çiçek ɑçtı Onlɑrı hiç soldurmɑdım ɑnnem Anneler günün kutlu olsun.
Dün, bugün ve yɑrın dɑimɑ seni sevdim, hep seveceğim Bizimki bitimsiz, tɑnrısɑl bir sevgi Anneciğim ɑnneler günün kutlu olsun.
Sɑnɑ binlerce kez teşekkür etsem ɑzdır Sen benim hɑyɑt ışığımsın, Annemsin Vɑrlığımın tek nedeni Anneler günün kutlu olsun.
Seni bir gün değil her cɑnım yɑndığındɑ, bɑşım sıkıştığındɑ seni çɑğırıyorum Sesimi duyɑn tek insɑn sensin Anneler günün kutlu olsun ANNECİĞİM.

GALATASARAY LH 84-88 TED ANKARA K

Galatasaray Liv Hospital, Türkiye Basketbol Ligi normal sezonu 30. ve son hafta maçında Rönesans TED Ankara Kolejliler ile karşı karşıya geldi. Abdi İpekçi Spor Salonu’nda oynanan karşılaşmayı Rönesans TED Ankara Kolejliler 88-84 kazandı. Bu sonuçla Galatasaray Liv Hospital maçı kaybetmesine rağmen Play-Off’a kalmayı başardı

SAMPİYON GALATASARAY ODEABANK

Galatasaray Odeabank, TKBL Play-Off Final dördüncü maçında Abdullah Gül Üniversitesi ile karşı karşıya GELDİ. Kayseri'de bulunan Kadir Has Spor Salonu'ndaki mücadeleden takımımız 55-65 galip ayrılarak üst üste 2. toplamda 13. defa ŞAMPİYON oldu.
1.    Çeyrek: 6-17
2.    Çeyrek: 26-28
3.    Çeyrek: 44-50
4.    Çeyrek: 55-65

8 Mayıs 2015 Cuma

GALATASARAY 1-0 T KONYASPOR

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, Spor Toto Süper Lig'in 30. haftasında Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da T. Konyaspor’u 1-0 mağlup etti.
Takımımızın golü 84. dakikada Selçuk İnan’dan geldi.
Galatasaray aldığı bu galibiyet sonrasında 67 puana yükseltti ve maç fazlasıyla Spor Toto Süper Lig'de liderliğe yükseldi.
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in 31. haftasında 12 Mayıs 2015 Salı günü saat 19.45’de Mersin Arena’da Mersin İdmanyurdu ile karşılaşacak

MACA DOGRU:GALATASARAY - T KONYASPOR

Galatasaray, Spor Toto Süper Lig’in 30. haftasında Torku Konyaspor ile karşılaşacak. Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’daki karşılaşma, 8 Mayıs 2015 Cuma günü, saat 20.00’da başlayacak. Karşılaşma Lig TV'den naklen yayınlanacak.
28. Randevu
Galatasaray ile Torku Konyaspor, Cuma günü yapılacak maçla lig tarihinde 28. kez karşı karşıya gelecek. İki takım arasında geride kalan 27 lig maçından 21'ini Galatasaray, 2'sini Konyaspor kazandı, 4 karşılaşma da berabere sonuçlandı. Galatasaray’ın 58 golüne, yeşil-beyazlılar 16 golle yanıt verebildi.

7 Mayıs 2015 Perşembe

SUPER LİG 30.HAFTA MACLARI

Spor Toto Süper Lig’de 30. Hafta Programı
8 Mayıs Cuma
20:00 Eskişehirspor - Kasımpaşa
20:00 Galatasaray - Torku Konyaspor
20:00 Kayseri Erciyesspor - Mersin İdmanyurdu
9 Mayıs Cumartesi:
13:00 Gençlerbirliği - Akhisar Belediyespor
16:00 Bursaspor - Karabükspor
19:00 Balıkesirspor - İstanbul Başakşehir
19:00 Sivasspor - Fenerbahçe
10 Mayıs Pazar:
16:00 Çaykur Rizespor - Trabzonspor
19:00 Beşiktaş - Gaziantepspor

AGÜ 54-51 GALATASARAY ODEABANK

Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi Spor Toto Play - Off Final Serisi üçüncü maçında Galatasaray Odeabank Abdullah Gül Üniversitesi'ne konuk oldu. Kadir Has Spor Salonu'ndaki mücadele 54-51 ev sahibi ekibin üstünlüğüyle noktalandı. Galatasaray Odeabank'ın seride 2-1 üstünlüğü bulunuyor.
Nuria Martinez - Şebnem Kimyacıoğlu - Bahar Çağlar - Sancho Lyttle - Nevriye Yılmaz beşiyle maça başlayan Galatasaray Odeabank, ilk dakikalarda topu Nevriye Yılmaz'a indirerek basketler buldu ve televizyon molasına 9-4 konuk takımın üstünlüğüyle gidili. Lindsay Whalen - Pınar Demirok - Gabriela Marginean - Mirna Mazic - Lara Sanders beşiyle karşılaşmaya başlayan Abdullah Gül Üniversitiesi'nde kenara gelen Lindsay Whalen'ın yerine Tanasha Wright oyuna girdi. Final serisinde ilk kez oyuna giren Tanasha Wright takımının hücumuna hareketlilik getirdi. Nevriye Yılmaz'ın basketiyle maçın sekizinci dakikası geride kaldığında 11-10 Galatasaray Odeabank üstünlüğü vardı.  Son bölümde denge bozulmadı ve ilk çeyrek 13-12 Sarı - Kırmızılı ekip lehine bitti.
İkinci çeyreğin başında gelen karşılıklı isabetler sonunda Ekrem Memnun'un öğrencileri mücadelenin 11. dakikasını 17-14 önde geçti. Abdullah Gül Üniversitesi'nin uyguladığı alan savunmasına karşın Sarı - Kırmızılılar Jelena Dubljevic ve Ayşegül Günay ile isabetler buldu. Nevriye Yılmaz'ın basket faulünün ardından Galatasaray Odeabank farkı açmayı başardı ve skoru 27-18 yaptı. Kalan bölümde savunma sertliğini arttıran Abdullah Gül Üniversitesi 5-0'lık seri yakaladı. Mücadelenin ikinci çeyreği 27-23 Galatasaray Odeabank üstünlüğüyle noktalandı. Devre sonunda tartışan Kelsey Bone ve Esra Ural'a karşılıklı teknik faul çalındı.
Soyunma odası dönüşünde Lara Sanders oyunun her iki yönünde de oldukça etkili oldu ve Abdullah Gül Üniversitesi skorda dengeyi sağladı. Maçın 25. dakikası 31-31 eşitlikle geçildi. Lindsay Whalen'ın kaydettiği basketlerle Kayseri temsilcisi 7-0'lık seri yakaladı ve Galatasaray Odeabank koçu Ekrem Memnun'un molası geldi. Ancak son bir buçuk dakikada Sarı - Kırmızılılar farkı azaltamadı ve Abdullah Gül Üniversitesi üçüncü çeyreği 41-33 önde bitirdi.
Son çeyreğin ilk bölümü karşılıklı isabetlerle geçerken maçın 33. dakikası 45-38 Abdullah Gül Üniversitesi üstünlüğüyle geçti. Mirna Mazic'in üçlüğüyle başlayan sekans Gabriela Marginean'ın üçlüğüyle sonlandı. Maçın bitimine iki buçuk dakika kala Galatasaray Odeabank koçu Ekrem Memnun molası geldi. Skor tabelasında 51-42'lik Abdullah Gül Üniversitesi üstünlüğü vardı. Moladan Ayşegül Günay'ın üçlüğüyle dönen Sarı - Kırmızılılar Sancho Lyttle'ın çaldığı iki topla maça bir anda ortak oldu. Taktik faullerde hata yapmayan Abdullah Gül Üniversitesi mücadeleyi 54-51 kazandı.
Galatasaray Odeabank seride 2-1 üstün durumda. Final serisinde dördüncü maç 9 Mayıs Cumartesi günü Kadir Has Spor Salonu'nda oynanacak.
İSTATİSTİKLER
ABDULLAH GÜL ÜNİVERSİTESİ
Pınar Demirok 3 sayı - 2 ribaund - 2 asist,
Lindsay Whalen 10 sayı - 4 ribaund - 1 asist,
Tanasha Wright 2 sayı - 4 ribaund - 5 asist,
Lara Sanders 16 sayı - 11 ribaund - 1 asist,
Mirna Mazic 14 sayı - 4 ribaund - 1 asist,
Gabriela Marginean 9 sayı - 3 ribaund - 2 asist,
Esra Ural 2 ribaund - 1 asist
GALATASARAY ODEABANK
Nuria Martinez 8 ribaund - 4 asist,
Kelsey Bone 2 ribaund,
Ayşegül Günay 9 sayı - 2 ribaund - 3 asist,
Nevriye Yılmaz 12 sayı - 6 ribaund,
Jelena Dubljevic 16 sayı - 4 ribaund,
Sancho Lyttle 4 sayı - 6 ribaund - 1 asist,
Şebnem Kimyacıoğlu 6 sayı - 3 ribaund - 1 asist,
Bahar Çağlar 4 sayı - 4 ribaund

4 Mayıs 2015 Pazartesi

Akhisar BLD 0-2 GALATASARAY

Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında Manisa 19 Mayıs Stad’ın da Akhisa Belediyespor’u 0-2 mağlup etti.
Takımımızın golü 22. ve 34. dakikada Burak Yılmaz’dan geldi.
Galatasaray aldığı bu galibiyet sonrasında 64 puana yükseldi.
Galatasaray’da Alex Telles 55. dakikada gördüğü sarı kart ile cezalı duruma düştü.
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in 30. Haftasında 8 Mayıs 2015 Cuma günü saat 20.00’da Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da Torku Konyaspor ile karşılaşacak.

3 Mayıs 2015 Pazar

TRABZONSPOR 0-2 BJK

Trabzonspor 0-2 Beşiktaş

Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında Beşiktaş, deplasmanda Trabzonspor'u 2-0 mağlup etti. Siyah-Beyazlılar'ın golllerini oyuna ikinci yarıda giren Senegalli Yıldız Demba Ba ve son dakikada Mustafa Pektemek kaydetti. Beşiktaş bu galibiyetle tekrar liderlik koltuğuna oturdu.

Süper Lig'in 29. haftasında Beşiktaş, deplasmanda Trabzonspor'a konuk oldu. Karşılaşma ev sahibi ekip Trabzonspor'un vuruşu ile başladı.

7. dakikada karşılaşmanın ilk şutu Beşiktaş'tan geldi. Daniel Opare, uzaktan şansını denedi, top auta gitti.

ilk 15 dakikada iki takım da dengeli bir oyun ortaya koydu. Trabzonspor daha çok sol kanadı kullanmayı tercih ederken Beşiktaş, Sosa ile tehlikeli ataklar üretmeye çalıştı.

19. dakikada Sosa yaptığı baskı sonucunda topu kaptı ve sol kanattan Trabzonspor ceza sahası içine girdi, şutunda top auta gitti.

29. dakikada Mehmet Ekici, ceza sahasından müthiş bir şut çekti ancak top direğin hemen dibinden dışarı çıktı.

1 dakikada 2 pozisyon
 
33. dakikada kullanılan köşe vuruşunda Sivok'un müthiş kafa vuruşunu kaleci hakan Arıkan aynı güzellikte kurtardı, ardından Opare'nin hatasında özer hurmacı müsait pozisyonda topu auta attı.

İkinci yarıya Trabzonspor oyuncu değişikliği ile başladı. Mustafa Akbaş oyundan çıkarken yerine Yusuf Erdoğan girdi.

53. dakikada Beşiktaş, Trabzon kalesine etkili geldi. Gökhan Töre'nin pasında sağ kanatta topla buluşan Sosa'nın ortasında Tolgay'ın vuruşu dışarı çıktı.

Demba Ba ilk buluşmasında golü buldu
58. dakikada sağ kanatta topla buluşan Gökhan Töre topu Demba Ba'ya attı. Demba Ba'nın şuutnda top filelerle buluştu ve Senegalli yıldız topla ilk buluşmasıyla golünü atmış oldu.

Golden sonra Trabzonspor, Beşiktaş kalesinde baskı yaratmaya başladı. 64. dakikada Fatih Atik'in uzaktan şutu direğin üzeridnen dışarı çıktı.

71. dakikada sol kanatta topla buluşan Gökhan Töre çalımlarla Trabzonspor ceza sahasına girdi, pasında Tolgay'ın vuruşunu  kaleci Hakan Arıkan kornere çeldi.

Gökhan Töre gole çok yaklaştı

82. dakikada Tolgay çalımlarla Trabzonspor yarı alanını geçti, pasında topla buluşan Gökhan Töre'nin şutunu Hakan Arıkan yine kurtardı.

90. dakikada gelişen Trabzonspor atağında Mehmet Ekici'nin şutuun kaleci günay kurtardı. Bu şut maç boyunca Trabzonspor'un ilk isabetli şutuydu. Maç bu skorla sona erecek derken  90+5. dakikada Erkan Zengin'in büyük hatasında Oğuzhan topla buluştu, Mustafa Pektemek'e çok  güzel bir orta yaptı ve Mustafa skoru 2-0'a taşıdı. Maç bu golle sona erdi.  Siyah-Beyazlılar şampiyonluk yolunda zorl bir deplasmandan 3 puan almasını bildi ve liderlik koltuğuna oturdu.

KASIMPASA 5-3 BURSASPOR

Kasımpaşa 5-3 Bursaspor

Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında Kasımpaşa, kendi sahasında ağırladığı Bursaspor'u, 8 golün atıldığı maçta 5-3 mağlup etti.

Spor Toto Süper Lig'de 29. haftada ligde alt sıralardan kurtulmak isteyen Kasımpaşa, UEFA Avrupa Ligi için Başakşehir ve Trabzonspor'la çekişen, Bursaspor'u ağırladı. Karşılaşma esnasında Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim de hazır bulundu.

Maç golle başladı ve 3. dakikada Kasımpaşa, Arjantinli oyuncusu Oscar Scarione'yle 1-0 öne geçti. Asisti yapan Tunay Torun'du...

9. dakika Bursa adına beraberlik golü geldi. İlhan Eker'in aut çizgisinde yaptığı büyük hatada Fernandao ortaya çıkardı, Bakambu golü attı; 1-1.

TUNAY TORUN DAMGA VURDU!


18. dakikada, takımının yediği golde büyük hatası bulunan İlhan Eker, ev sahibi ekibi yeniden öne geçiren golü attı ve kendisini affettirdi. Asist yine Tunay'dan...

32'de Volkan Şen skora yeniden dengeyi getiren golü attı ve ilk yarı tam 4 golle 2-2 sona erdi.

İkinci yarıya hızlı başlayan yine Kasımpaşa oldu. Tunay Torun bu golde de yaptığı asistle maça damga vurdu. 51'de Castro'nun golü skoru 3-2 yaptı.

VOLKAN'DAN MÜTHİŞ GOL!

57'de Volkan Şen sol çaprazdan sağ ayağıyla harika bir şut çıkardı ve Isaksson'u avladı; 3-3.

71'de Malki skoru 4-3 yapan golü kaydetti.

DERDİYOK'TAN HARİKA FRİKİK!

87. dakikada ise geçirdiği ağır sakatlıktan sonra ilk kez geen hafta Çaykur Rizespor deplasmanında sahalara dönen Eren Derdiyok harika bir frikik golü attı ve skoru 5-3 yaptı.

8 gollü mücadeleden galip ayrılan Kasımpaşa puanını 35 yaptı ve alt sıralar ile bağını şimdilik kopardı. Bursaspor ise 47 puanda kaldı.

İki takım arasında oynanan ilk lig maçında da 6 gol atılmış ve Bursaspor o karşılaşmadan 5-1 galip ayrılmıştı.

2 Mayıs 2015 Cumartesi

İSTANBUL BŞB 80-87 GALATASARAY LH

Galatasaray Liv Hospital, TBL 29. Hafta karşılaşmasında İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Spor Kulübü ile karşı karşıya geldi. Cebeci Spor Salonu’ndaki karşılaşmayı Galatasaray Liv Hospital 87-80’lik skorla kazandı.
İstanbul BŞB karşılaşmaya Zack Wright – Caner Topaloğlu – Aleksander Vujacic – Damir Markota – Duşan Cantekin beşiyle başladı. Galatasaray Liv Hospital ise Sinan Güler – Justin Carter – Vladimir Micov – Zoran Erceg – Patric Young beşiyle parkedeki yerini aldı. Maç Vladimir Micov’un sayılarıyla başladı. Maçta ilk beş dakika geçilirken ev sahibi ekip adına Aleksander Vujacic öne çıktı. Bu dakikalarda İstanbul BŞB 11-0’lık bir seri yakaladı. Seriyi Zoran Erceg’in üç sayılık isabeti bozdu. Takımlar televizyon molası için kenara gelirken skor 11-6 İstanbul BŞB lehineydi. Mola dönüşü Sarı – Kırmızılılar ribaundlar aracılığıyla rakibine üstünlük kurdu. Patric Young’ın her iki pota altında da etkili oyununa kenardan gelen Ender Arslan da eşlik etti. Bunun üzerine Galatasaray Liv Hospital farkı eritti ve öne geçmeyi başardı. Çeyrek Justin Carter’ın yarı sahadan süre dolarken bulduğu basketle 21-19 Galatasaray Liv Hospital lehine sonuçlandı.
İkinci çeyrekte de Justin Carter’ın isabetiyle başladı. Ender Arslan da bıraktığı yerden devam ederek Sarı – Kırmızılılara skor katkısı sağladı. Çeyreğin bitimine sekiz dakika kala skor üretmekte zorlanan İstanbul BŞB adına koç Drasko Prodanovic molayı aldı. Skor 28-21 Galatasaray Liv Hospital lehineydi. Mola dönüşü iki ekip de uzun oyuncularıyla karşılıklı isabetler buldu. İstanbul BŞB Aleksander Vujacic ve Jure Blazic’in üst üste bulduğu üçlüklerle farkı eritti. 9-0’lık bu seriyle yakalanan ivmenin ardından Sarı – Kırmızılılar pota altından üst üste kolay sayılar çıkarttı. Bunun üzerine çeyreğin bitimine 2.56 kala Drasko Prodanovic molasına başvurdu. Skor 37-32 Galatasaray Liv Hospital lehineydi. Mola dönüşü Sarı – Kırmızılılar yine pota altından kolay biçimde sayılar bulmaya devam etti.  Aleksander Vujacic’in sayıları sonrası Ergin Ataman son hücum için molayı aldı. Skor 41-35 Sarı – Kırmızılıların lehineydi. Yapılan top kaybı sonrası Damir Markota’nın üç sayılık isabeti ilk yarının son isabeti oldu. Takımlar 41-38’lik Galatasaray Liv Hospital üstünlüğüyle soyunma odasına gitti.
Üçüncü çeyrek Ender Arslan’ın turnikesiyle başladı. Sarı – Kırmızılılar ilk yarıya göre daha dikkatli bir savunma anlayışıyla maça döndü. Bu şekilde farkı korumayı başardılar. Ev sahibi İstanbul BŞB tutuk başladığı çeyreğe ilk beş dakika sonrasında girmeyi başardı. Aleksander Vujacic’in önderliğinde Ev sahibi ekip maça tutundu. Televizyon molası için takımlar kenara gelirken skorda 52-44’lük Galatasaray Liv Hospital üstünlüğü vardı. Mola dönüşü iki ekip de karşılıklı hücumlarda isabetleri buldu. Çeyreğin son bölümüne Damir Markota damga vurdu. Üst üste hücumlardan çıkardığı üç sayılık isabetlere farkın erimesini sağladı. Ardından Vujacic’in üç sayılık isabeti çeyreğin bitimine yarım dakika kala skoru dengeledi. Hemen ardından Drasko Pradanovic molasına başvurdu. Skor 59-59’luk dengedeydi. Takımlar moladan Ender Arslan’ın serbest atış isabetleriyle döndü. Hemen ardından Markota’nın üç sayılık isabeti çeyrek skorunu belirledi. Ev sahibi ekip 62-61’lik skorla üçüncü çeyreği önde tamamladı.
Son çeyrek Sarı – Kırmızılıların kısa oyuncuları Ender Arslan ve Justin Carter ile bulduğu üst üste sayılarla başladı. Fark açılmaya başladıkça Aleksander Vujacic maça ağırlığını koyup skoru dengeye getirdi. Maçın 33. dakikasında skor son kez 64-64’te dengeye geldi. Daha sonra Ender Arslan önderliğinde Sarı – Kırmızılılar üst üste buldukları üç sayılık isabetlerle farkı açmaya başladı. Maçın bitimine dört dakika kala fark 11 sayıya çıktı. Bunun üzerine Drasko Prodanovic molasına başvurdu. Maçta Galatasaray Liv Hospital’ın 79-68’lik üstünlüğü söz konusuydu. Mola dönüşü Ender Arslan ve Aleksander Vujacic’in karşılıklı sayıları geldi. Sarı – Kırmızılılar skordaki üstünlüğünü savunmadaki yüksek konsantrasyonuyla korudu. Hücumlarda da isabeti bulmaya devam eden Galatasaray Liv Hospital maçta üstünlüğü bırakmadı. Sarı – Kırmızılılar maçı 87-80’lik skorla kazandı.
Kerem Gönlüm geçen hafta oynanan Galatasaray Liv Hospital - Darüşşafaka Doğuş maçında aldığı ceza nedeniyle forma giymezken, Kristijan Nikolov da sakatlığı nedeniyle kadroda yer almadı.
İSTATİSTİKLER
İSTANBUL BŞB
Zack Wright 12 sayı – 3 ribaund – 6 asist,
Can Akın 1 asist,
Caner Topaloğlu 4 sayı – 1 ribaund – 3 asist,
Levent Bilgin 2 sayı – 3 ribaund,
Jure Blazic 7 sayı – 2 ribaund – 1 asist,
Duşan Cantekin 10 sayı – 5 ribaund – 1 asist,
Aleksander Vujacic 25 sayı – 3 ribaund – 10 asist,
Damir Markota 18 sayı – 10 ribaund – 1 asist,
Burak Erol 2 sayı – 1 asist
GALATASARAY LIV HOSPITAL
Justin Carter 12 sayı – 4 ribaund – 3 asist,
Patric Young 8 sayı – 14 ribaund – 3 asist,
Vladimir Micov 16 sayı – 6 ribaund,
Zoran Erceg 17 sayı – 1 ribaund – 1 asist,
Martynas Pocius 1 ribaund – 3 asist,
Sinan Güler 2 sayı – 2 ribaund – 1 asist,
Ender Arslan 30 sayı – 3 ribaund,
Ege Arar 2 sayı – 1 ribaund – 1 asist

GALATASARAY ODEABANK 70-48 AGÜ

Galatasaray Odeabank 70 - 48 Abdullah Gül Üniversitesi

Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi Spor Toto play-off finalinin ilk maçında Galatasaray Odeabank, Abdullah Gül Üniversitesi'ni 22 sayı farkla, 70-48 yenerek, seride 1-0 öne geçti

Galatasaray Odeabank’ın hücumlardan boş döndüğü ilk dakikalarda hücumda etkili olan Abdullah Gül Üniversitesi, Mazic’in basketiyle 6. dakikada 13-5’lik üstünlük yakaladı ve ilk çeyreği de 17-13 üstün tamamladı.

Sarı-kırmızılı takım, 12 sayı üreten Nevriye’nin gayretleriyle 19. dakikada farkı 2 sayıya (25-23) indirdi. Oyun kurucu Whalen takımını önde tutmayı başardı ve Abdullah Gül Üniversitesi, ilk yarı sonunda rakibine 28-25 üstünlük sağladı.

Nevriye Yılmaz, ikinci yarıya da skorer bir oyunla başladı ve 23. dakikada takımını 31-30 öne geçirdi. Sarı-kırmızılı takım, 27. dakikada Martinez’in 3 sayılık basketiyle farkı 6 sayıya (45-39) çıkarıp, 3. periyodu da 44-40 önde geçti.
İkinci yarıdaki top kayıplarıyla rakibine üstünlük fırsatı veren Abdullah Gül Üniversitesi karşısında Galatasaray Odeabank, farkı giderek açtı. Sarı-kırmızılı takım, Bone’un basketiyle karşılaşmayı 22 sayı farkla, 70-48 kazandı ve seride 1-0 öne geçti.

Karşılaşmayı 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahim Albayrak ve Türkiye Basketbol Federasyonu’nun 27 Mayıs’ta yapılacak genel kurulunda başkanlığa aday olan Lutfi Arıboğan ile sarı-kırmızılı takımın futbolcusu Semih Kaya da izledi. A Milli Kadın Basketbol Takımı’nda yer alan Galatasaray Odeabank’ın eski oyuncusu Işıl Alben de maçı izleyenler arasında yer aldı. Galatasaraylı taraftarlar, Işıl’a sevgi gösterisinde bulundu.

İki takım arasındaki serinin ikinci karşılaşması 4 Mayıs Pazartesi günü yine Abdi İpekçi Spor Salonu’nda oynanacak.

Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi Spor Toto play-off finalinde 3 galibiyete ulaşan takım 2014-2015 sezonunun şampiyonu olacak.

BASAKSEHİR 1-1 ESKİSEHİRSPOR

Spor Toto Süper Lig'de günün ilk maçında İstanbul Başakşehir, Eskişehirspor'la 1-1 berabere kaldı.
 
Başakşehir Fatih Terim Stadı'nda oynanan mücadelenin ilk yarısından gol sesi çıkmadı. İkinci devreye hızlı başlayan konuk Eskişehirspor 49. dakikada Mori'nin attığı golle 1-0 öne geçti. Bu gole cevap 6 dakika sonra geldi. Başakşehir'in yıldız orta saha oyuncusu Doka, skora dengeyi getirdi.
 
Kalan bölümde başka gol olmayınca karşılaşma 1-1'lik eşitlikle tamamlandı.
 
Bu sonuçla birlikte İstanbul Başşekhir, puanını 48'e Eskişehirspor ise 32'ye yükseltti.
 
MAÇTAN DAKİKALAR (İLK YARI)
5. dakikada Mossoro’nun pasıyla ceza sahası çizgisinde topla buluşan Doka’nın ayak dışı vuruşunda meşin yuvarlak kalecinin müdahalesiyle kornere gitti.
13. dakikada ceza sahası dışından Kamil’in vurduğu sert şutta top üstten auta gitti.
18. dakikada Mossoro’nun pasıyla ceza sahsı çizgisinde topla buluşan Visca’nın dönerek vurduğu sert şutta meşin yuvarlak direğin dibinden auta çıktı.
24. dakikada sağ kanattan Mahmut’un arka direğe ortaladığı topa Mehmet Batdal’ın ayak içi vuruşunda kaleci meşin yuvarlağı iki hamlede kontrol etti.
37. dakikada Edin Visca’nın pasıyla ceza sahası içi sol çaprazında topla buluşan Doka’nın kaleye yönelerek yaptığı plase vuruşunda meşin yuvarlak yan ağlarda kaldı.
42. dakikada ceza sahası dışından Edin Visca’nın vurduğu yerden sert şutta meşin yuvarlak direğin dibinden auta gitti.
45+2. dakikada Kaan'ın derinlemesine pasıyla ceza sahası içi sol çaprazında topu önüne alan Serdar Özkan'ın uzak direğe plase vuruşunda kaleci Volkan meşin yuvarlağı son anda kornere çeldi.
 
MAÇTAN DAKİKALAR (İKİNCİ YARI)
49. dakikada sağ kanattan Lawal’ın ortaladığı topa Yalçın’ın defansta yaptığı hata sonrası meşin yuvarlak Mori’nin önüne düştü. Ceza sahası kale önünde Mori’nin topa gelişine sert şutunda meşin yuvarlak Volkan’ın solundan üst ağlarla buluştu. 0-1
51. dakikada ceza sahası dışı sol çaprazından Mori’nin vurduğu sert şutta top üstten auta gitti.
56. dakikada ceza sahası sağ çaprazında Edin Visca’nın vurduğu yerden sert şutta top defanstan sekerek Doka’nın önüne düştü. Ceza sahası içi kalenin tam karşısında meşin yuvarlağı önünde bulan Doka’nın gelişine sert şutunda top kalecinin sağından ağlara gitti. 1-1
78. dakikada ceza sahası dışından Causic’in vurduğu sert şutta kalenin sağ köşesine giden topu kaleci Volkan Babacan son anda uzanarak meşin yuvarlağı kontrol etti.
89. dakikada ceza sahası içerisindeki Tayfun’un kafasıyla arka direğe sektirdiği topa iyi yükselen Mehmet Batdal’ın kafa vuruşunda meşin yuvarlak auta gitti.
90. dakikada sol kanattan Alpaslan’ın ortaladığı topa arka direkte iyi yükselen Mehmet Batdal’ın kafa vuruşunda meşin yuvarlak direğe çarparak oyun alanına geri döndü.
90+1. dakikada Visca’nın kullandığı korner atışına ceza sahasında iyi yükselen Mahmut’un kafa vuruşunda kaleci Ali meşin yuvarlağı son anda kornere çeldi.
 
STAT: Başakşehir Fatih Terim
HAKEMLER: Halis Özkahya xx, Emre Eyisoy xx, Kemal Yılmaz xx
İSTANBUL BAŞAKŞEHİR: Volkan xxx, Uğur Uçar xx (Tayfun dk. 80 x), Epureanu xxx, Yalçın xx, Ferhat x (Alpaslan dk. 70 x), Visca xxx, Mahmut xxx, Badji xxx, Doka xxx, Mossoro x (Perbet dk. 84 ?), Mehmet Batdal xx
YEDEKLER: Ufuk Ceylan, Sedat Ağçay, Rotman, Gencer
TEKNİK DİREKTÖR: Abdullah Avcı
ESKİŞEHİRSPOR: Ali Vural xxx, Kamil Ahmet Çörekçi xxx, Diego xx, Mustafa Yumlu xxx, Özgür Çek xx, Serdar Özkan xx (Ergün Teber dk. 80 x), Lawal xxx, Causic xx, Kaan Kanak xxx, Toko x (Hürriyet dk. 90+2 ?), Mori xxx (Ömer dk. 83 x)
YEDEKLER: Sinan Ören, Emre, Birol, Mehmet Yıldırım
TEKNİK DİREKTÖR: Michael Skibbe
GOLLER: Mori (dk. 49) (Eskişehirspor), Doka (dk. 56) (İstanbul Başakşehir)
SARI KARTLAR: Mori, Lawal (Eskişehirspor), Doka (İstanbul

1 Mayıs 2015 Cuma

Diyabet Nedir...

Diyabet

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Atla: kullan, ara
Esculaap4.svg    Bu madde yalnızca bilgi verme amaçlıdır.
Yazılanlar doktor uyarısı ya da önerisi değildir.
Diyabet
Sınıflandırma ve dış kaynaklar
Blue circle for diabetes.svg
Mavi Halka Evrensel Diyabet Simgesi.[1]
ICD-10 koduE[1]E[2]
ICD-9 kodu250
MedlinePlus001214
eMedicinemed/546
emerg/134
MeSHC18.452.394.750
Diabetes mellitus (Diabetes: Yunanca: διαβήτηςEski Yunanca διαβαίνειν, idrara geçen, ve Latince mellis = tatlı ya da bal), sıklıkla yalnızca diyabet olarak adlandırılan, genellikle kalıtımsal ve çevresel etkenlerin birleşimi ile oluşan ve kan glukoz seviyesinin aşırı derecede yükselmesiyle (hiperglisemi) sonuçlanan metabolik bir bozukluktur.[2] Vücutta kan şekerinin düzenlenmesi pek çok sayıda kimyasal madde ve hormonun karmaşık etkileşimi sonucunda sağlanır. Şeker metabolizmasının düzenlenmesinde rol oynayan hormonlardan en önemlisi pankreasın beta hücrelerinden salgılanan insülin hormonudur. Diabetes Mellitus ya insülin salgılanmasındaki yetersizlik ya da insülinin etkisindeki bir bozukluk sonucunda ortaya çıkan yüksek kan şekerinin yol açtığı birkaç grup hastalığı tanımlamak için kullanılan ortak bir terimdir.[3]
Diyabet ya insülin üretiminin azalması yüzünden (Tip 1 diyabette) ya da insülinin etkisine karşı direnç gelişmesiyle (Tip 2 diyabette ve gestasyonel diyabette[4]) oluşur. Her iki durum da sonuçta kan şekerinin yükselmesine (hiperglisemi) neden olur. Aşırı miktarda idrar üretimi diyabetin akut (iveğen) belirtilerinin başında gelir ve bu durumun başlıca sorumlusu hiperglisemidir. Susama ve sıvı tüketimin artması ise aşırı idrar üretimini dengeleme çabasının bir sonucudur. Görmenin bozulması, açıklanamayan kilo kayıpları, yorgunluk ve enerji metabolizmasındaki değişiklikler ise diyabetin öteki belirtileridir. Tüm diyabet vakalarının yaklaşık %1-5’ini yalnızca tek bir gendeki tek bir mutasyon (değişinim) sonucu oluşmuş monogen (tek bir genden kaynaklanan) hastalar oluşturur (örneğin, Gençlerde görülen erişkin tipli diyabette (MODY).[5]
1921 yılında insülinin kullanıma girmesinden bu yana diyabetin tüm türleri tedavi edilebilmektedir ancak kesin bir tedavisi yoktur. İnsülinin şırınga, insülin pompası ya da insülin kalemleri ile enjekte edilmesi Tip 1 diyabetin en temel tedavi yöntemidir. Tip 2 diyabet ise diyet, antihiperglisemik (şeker düşürücü) ilaçlar ve insülin takviyesi ya da bunları bir arada kullanarak kontrol altında tutulur.
Diyabetin kendisi ve diyabette kullanılan tedavi yöntemleri pek çok komplikasyonlara (karmaşıklıklara) yol açabilir. Eğer hastalık iyi kontrol edilmezse hiperglisemi, ketoasidoz ya da nonketotik hiperozmolar koma gibi akut (iveğen) komplikasyonlar gelişebilir. Hastalığın uzun sürede ortaya çıkan (kronik, süreğen)) komplikasyolarının başlıcaları ise; dolaşım sistemi (kardiyovasküler) hastalıkları (hipertansiyon, kalp yetmezliği ve ateroskleroz gibi), kronik böbrek yetmezliği (nefropati), körlüğe sebep olabilen retina hasarı (retinopati), çeşitli tiplerde sinir hasarları (periferik nöropati) ve yara iyileşmesini geciktiren ve impotense sebep olan mikrovasküler bozukluklar sayılabilir. Özellikle ayaklarda gelişen dolaşım bozukluklarının sonucu olarak ortaya çıkan yara iyileşmesinin gecikmesi, ampütasyon ile sonuçlanabilir. Diyabetin uygun şekilde tedavi edilmesinin yanı sıra, kan basıncı kontrolüne yeterince önem verilmesi ve hayat tarzının iyileştirilmesi (sigara içmemek ve kilo kontrolü yapmak gibi) bu kronik komplikasyonların pek çoğunun oluşturduğu riskleri azaltabilir. Bazı ülkelerde travma (yaralanma) sonucu oluşmamış ampütasyonların ana sorumlusu ve yaşlılığa bağlı olmayan körlüklerin de en önemli sebebi diyabettir. Amerika Birleşik Devletleri’nde böbrek diyalizi hastalarının yaklaşık %45’ini diyabetik nefropati hastaları oluşturmaktadır.[6]


Sınıflandırma[değiştir | kaynağı değiştir]

Diyabet terimi genellikle aşırı miktarda idrara çıkma ve idrarda glukoz (şeker) bulunması (glukozüri) ile karakterize bir hastalık olan diabetes mellitus hastalığını tanımlamak için kullanılır. Ancak ender görülen birkaç hastalığa da diyabet ismi verilmektedir. Bunlarin içinde en bilineni Diabetes Insipidus'tur. Bu hastalikta idrarda glukoz bulunmaz (insipidus, latince tatsiz anlamina gelmektedir). Diabetes Insipidus böbrek (nefrojenik Diabetes Insipidus) ya da hipofiz bezi (santral Diabetes insipidus) kaynakli olarak gelişebilir.
Eskiden kullanilan "çocukluk çağı diyabeti", "jüvenil diyabet" ve "insüline-bağımlı diyabet" terimleri yerine günümüzde tüm dünyada Tip 1 diyabet terimi kullanilmaktadir. Benzer şekilde eskiden "yetişkin yaşta başlayan diyabet", “obeziteye bağlı diyabet” ve “insüline bağımlı olmayan diyabet” terimleri yerine de Tip 2 diyabet terimi kullanılmaktadır. Bu iki tip diyabetten farklı olarak, henüz isimlendirme konusunda genel bir anlaşmaya varılamamış değişik isimlendirmeler de vardır. Bunlara örnek olarak; yaşlılık diyabeti için kullanılan Tip 3 diyabet[7], insülin injeksiyonunu gerektirecek kadar ilerlemiş tip 2 diyabet için kullanılan insüline dirençli tip 1 diyabet (ya da duble diyabet), yetişkinlerde görülen gecikmiş otoimmün diyabet (Tip 1.5 diyabet[8]) verilebilir. Diyabetin birde “Gençlerde görülen erişkin tipli diyabet” olarak adlandırılan bir türü vardır. Bu hastaların ailelerinde diyabet hikâyesi vardır ve tip 2 diyabete 30 yaşlarından önce yakalanırlar. Bu isim tek gen mutasyonu sonucunda oluşmuş (monogen) kalıtımsal diyabeti tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir.

Tip 1 diyabet[değiştir | kaynağı değiştir]

Tip 1 diyabet (Type 1 diabetes mellitus), pankresasın beta hücrelerinin ürettiği insülin miktarındaki ortadan kalkması ile ortaya çıkan ve sonuçda tam insülin yetersizliğinin oluşması ile karakterize bir hastalıktır. Bu tip diyabet “bağışıklık-aracılı” ya da “idyopatik” olarak ikiye ayrılabilir. Tip 1 diyabet hastalarının çoğunluğunu bağışıklık-aracılı tip oluşturur. Bu tipte pankreasın beta hücrelerinde oluşan kayıpların temel sorumlusu T-hücre aracılı otoimmün yanıttır.[3] Tip 1 diyabetin oluşmasın engellemek için koruyucu bir önlem yoktur. Kuzey Amerika kıtası ve Avrupada görülen toplam diabetes mellitus vakalarının % 10 kadarını Tip 1 diyabet hastaları oluşturur ve bu oran bazı bölgelerde daha da yüksektir. Hastalıktan etkilenen insanların çoğu hastalığa yakalandıklarında sağlıklı ve normal kilodadırlar. Özellikle hastalığın başlangıcında insülin duyarlılığı ve insülin yanıt verirliği genellikle normaldir. Tip 1 diyabet hem çocukları hem de yetişkinleri etkileyebilir ama eskiden bu hastalığa “çocukluk çağı diyabeti” adının verilmesinin sebebi, çoğunlukla çocukları etkilemesi yüzündendir.
Tip 1 diyabetin başlıca tedavisi, henüz hastalığın başında bile olsa, sentetik insülinin vücuda enjekte edilmesi ve kan şekeri seviyelerinin sıkı bir şekilde gözlenmesidir. Eğer insülin olmazsa, sıklıkla diyabetik ketoasidoz durumu oluşur ve koma ile sonuçlanabilir. Günümüzde Tip 1 diyabetin tedavisinde, her ne kadar hastalığın seyrini geri çeviremese de, hayat tarzı değişiklikleri (diyet ve egzersiz) de önem kazanmıştır. En çok kullanılan subkütan insülin enjeksiyonundan farklı olarak, insülini bir pompa vasıtasıyla vücuda vermek te olasıdır. İnsülin pompaları, 24 saat boyunca belirli zamanlarda insülini vücuda verebilmelerinin yanında, yemek saatlerinde daha yüksek dozda insülini vererek normal şeker seviyesini düzenleyebilirler. İnsülinin solunum yoluyla kullanılan bir formu (inhalasyon yoluyla) Ocak 2006 tarihinde Amerikan FDA kuruluşu tarafından onaylanmış ve kullanıma girmiştir ancak bu ilaç formu Ekim 2007 tarihinde ekonomik olmaması yüzünden üretici firma tarafından piyasalardan çekilmiştir.[9][10] Monoklonal antikorlar ya da kök-hücre kaynaklı tedaviler hayvan çalışmalarında etkili olmalarına karşın henüz insanlar üzerindeki klinik çalışmalar tamamlanmamıştır.[11]
Tip 1 diyabetin tedavisinin aralıksız olarak sürdürülmesi tüm vakalar için çok önemlidir. Eğer hastanın aldığı insülinin dozu ve kan şekerinin düzenli olarak kontrol edilmesi konusunda yeterince iyi eğitimi, bilinci, özeni ve disiplini varsa Tip 1 diyabet tedavisi hastaların normal hayatlarını sürdürmelerini engellemez. Ancak, tedavi bazı hastalar için külfetlidir çünkü, insülinin hastaya verilmesi fizyolojik değildir ve bu tedavi yaklaşımı idealden çok uzaktadır. Tip 1 diyabet hastalarının ortalama kan şekeri seviyesi mümkün olduğunca normale (80–120 mg/dl, 4–6 mmol/l) yakın olmalıdır. Bazı doktorlar sıklıkla hipoglisemi yaşayan hastaları için en fazla 140–150 mg/dl (7-7,5 mmol/l) değerlerini önermektedirler. 400 mg/dl (20 mmol/l) değerinden daha fazla kan şekeri değerleri bazen hastaların rahatsız hisetmelerine ve dehidratasyona (aşırı sıvı kaybı) kadar varabilen sık idrara çıkma sorununa yol açabilir. 600 mg/dl (30 mmol/l)nin üzerindeki değerler her ne kadar yaşamı tehdit edecek aciliyette olmasalar bile genellikle tıbbi müdahale gerektirirler. Ancak, hipoglisemi adı verilen düşük kan şekeri değerleri nöbetlere ve bilinç kayıplarına sebep olabilir ve kesinlikle acil olarak tedavi edilmelidir. Hipoglisemi tedavisi yüksek miktarda glukoz içeren jellerin hastanın ağzına yerleştirilmesi ya da glukagon hormonu enjekte edilmesi yoluyla yapılır.

Tip 2 diyabet[değiştir | kaynağı değiştir]

Tip 2 diyabet (Type 2 diabetes mellitus) insülinin etkisine karşı direnç gelişmesi ya da insülin duyarlığının azalması ile insülin sentezi ve salgılanmasının görece azalması ya da bazen tamamen ortadan kalkması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Dokuların insüline yanıt verirliğinin bozulmasının başlıca sorumlusu hücre membranında bulunan insülin reseptörüdür. Ancak, spesifik bozukluk bilinmemektedir. Bilinen bir sebebe bağlı olarak ortaya çıkan tip 2 diyabet vakaları ayrıca sınıflandırılırlar.
Tip 2 diyabetin erken evrelerindeki başlıca bozukluk insülin duyarlılığındaki azalmadır. Bu durum kendisini plazma insülin seviyelerinin artması ile gösterir. Hastalığın bu aşamasındaki hiperglisemi alınacak çeşitli önlemler ve karaciğerde glukoz yapımını azaltan ya da insulin duyarlığını arttıran ilaçlar kullanılarak geri çevrilebilir. Hastalık ilerledikçe, insulin salgılanmasındaki bozukluk daha da ilerler ve genellikle hastalara insulin vermek bir zorunuluk halini alır.
Tip 2 diyabetin oluşma nedeni hakkında birçok teori ileri sürülmüştür. Santral obezitenin (karın bölgesindeki organların çevresinde yoğunlaşmış yağ ile ile oluşan şişmanlık, deri altında toplanmış olan değil) bireyleri insulin direncine yatkın hale getirdiği bilinmektedir. Karın bölgesinde toplanan ve hormonal olarak aktif yağ kütlesi, adipokinler adı verilen bir grup hormon salgılar ve bu hormonlar muhtemelen glukoz toleransını bozar. Tip 2 diyabet hastalarının yaklaşık %55’i obezdir.[12] Öteki faktörler arasında yaşlılık (Kuzey Amerika’da yaşlıların yaklaşık %20’si diyabet hastasıdır) ve kalıtım (Aile geçmişlerinde Tip 2 diyabet hastası bulunan bireylerde hastalık daha yaygın olarak görülür) sayılabilir. Geçtiğimiz 10 yılda, tip 2 diyabet çocukları ve gençleri de etkilemeye başlamıştır. Bu artış bazı ülkelerde yine son on yılda çocuk obezlerin sayısının artması ile yakından ilişklilidir.[13] Son zamanlarda Tip 2 diyabet oranındaki yükselmeye çevre kirliliği de katkıda bulunuyor olabilir. Polikarbonat plastiklerin bileşiminde bulunan bisfenol A maddesinin idrardaki miktarı ile Tip 2 diyabet insidansı arasında pozitif bir ilişki olduğu gösterilmiştir.[14]
Tip 2 diyabet yıllarca farkedilmeden devam edebilir çünkü görünen hastalık semptomları genellikle ya hafiftir, ya hiç semptom yoktur ya da çok seyrektir ve genellikle hiç ketoasidoz nöbeti görülmez. Ancak, farkına varılmayan tip 2 diyabet, diyabetik nefropati sebebiyle böbrek yetmezliğine, çeşitli damar hastalıklarına (koroner arter hastalığı dahil), diyabetik retinopati sebebiyle görme kaybına, diyabetik nöropati sebebiyle duyu ve ağrı hissinin azalmasına, non alkolik steatohepatit sebebiyle (Non-alkolik steatohepatit (NASH) alkol alımı belirli miktarları aşmayan kişilerde ortaya çıkan ve Karaciğerde yağlanma ile birlikte alkolik karaciğer hastalığında olduğu gibi hepatositlerde balonlaşma, iltihabi infiltrasyon, Mallory cisimcikleri, megamitokondria ve fibrozis gibi bulguların görüldüğü hastalıktır) karaciğer hasarına ve diyabetik kardiyomiyopati sebebiyle de kalp yetmezliğine yol açabilir.
Tip 2 diyabet ilk başta genellikle fiziksel aktiviteninin arttırılması, karbohidrat alımının azaltılması ve zayıflama rejimleri ile tedavi edilmeye başlanır. Bu tedavi yaklaşımı çok az miktarda kilo kaybı sağlansa bile (örneğin, özellikle karın bölgesindeki yağ birikiminden verilecek yaklaşık 5 kilogram) insülin duyarlılığını düzeltir. Bazen sadece bu tedavi yaklaşımı ile uzun süreli olarak glukoz seviyelerini kontrol etmek olasıdır. Ancak, bu bireylerde insüline direnç eğilimi ortadan kalkmaz ve bu yüzden diyet, egzersiz ve kilo kontrolüne devam edilmelidir. Eğer gerekiyorsa tedavide ikinci adım, oral antidiyabetik ilaçlar ile tedavidir. Hastalığın başlangıcında insülin üretimi henüz hafif derecede bozulduğu için ağızdan alınan ilaçlar (genellikle birkaç ilacın kombinasyonu şeklinde) insülin üretimini iyileştirebilirler (örneğin, oral sülfonilüreler), karaciğerden salınan glukoz miktarını düzenleyip, bir dereceye kadar insülin direncini azaltabilirler (örneğin, metformin) ya da insülin direncini büyük ölçüde iyileştirebilirler (örneğin, tiyazolidindionlar). Yapılan bir klinik çalışmada, metformin ile tedavi edilen aşırı kilolu hastaların sadece diyet yapan hastalar ile karşılaştırıldıklarında diyabete bağlı tüm sonlandırma kriterlerinde (endpoint) %32, diyabete bağlı ölümlerin %42 ve tüm ölüm oranı ve inme riskinin ise %36 oranında azaldığı tesbit edilmiştir.[15] Pankreasın beta hücrelerindeki insülin salgılanmasının daha da bozulması sonucunda ağızdan alınan ilaçlar eninde sonunda yetersiz gelebilirler. Bu noktadaki hastalarda glukoz düzeylerini normal ya da normale yakın bir seviyede tutabilmek için insülin tedavisi gereklidir.

Gestasyonel diyabet[değiştir | kaynağı değiştir]

Gestasyonel diyabet (Gebeliğe bağlı diyabet) pek çok açıdan tip 2 diyabetle benzerlikler gösterir. Bu hastalıkta da görece az insülin sekresyonu ve insülin yanıtverirliğinin azalması durumu sözkonusudur. Tüm hamilelikler içinde %2-5 oranında görülür ve doğumdan sonra ortadan kaybolabilir. Gestasyonel diyabet tedavi edilebilir bir durumdur ancak tüm hamilelik süresi boyunca dikkatlice izlenmelidir. Hamilelikleri sırasında gestasyonel diyabet gelişen kadınların yaklaşık %20-50 kadarı hayatlarının ileri dönemlerinde tip 2 diyabet hastası olurlar.
Geçici bir durum olmasına rağmen, tedavi edilmeyen gestasyonel diyabet hem fetusun hem de annenin hayatı için tehlikeli olabilir. Makrozomi (yüksek doğum ağırlığı), doğuştan (konjenital) kalp ya da santral sinir sistemi anormallikleri ve iskelet kasındaki şekil bozuklukları (malformasyon), bebek için oluşan risklere örnek olarak verilebilir. Fetustaki insülin miktarının yükselmesi fetus surfaktan yapımını baskılayabilir ve yenidoğanın respiratuvar distres sendromu’na (Hyalen membran hastalığı olarak da isimlendirilen yenidoğanın respiratuvar distres sendromu (RDS), akciğerlerde endojen surfaktanın eksikliğine bağlı olarak doğumda ortaya çıkan pulmoner gelişim bozukluğudur[16]) yolaçabilir. Alyuvar yıkımına bağlı olarak hiperbiluribinemi görülebilir. Daha ciddi vakalarda, fetusu besleyen damarladaki bozukluklar yüzünden plasentanın yeterince beslenememesi sonucunda ölü doğumlar oluşabilir. Plasentanın fonksiyonunun azalması doğumun yapay olarak başlatılmasını gerektirebilir. Eğer belirgin bir fetal distres (sıkıntı) varsa ya da makrozomi ile ilişkili bir hasar riski söz konusu ise doğumun sezaryen yoluyla yapılması gerekebilir.
2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmaya göre, diyabetik olduğu halde hamile kalan Amerikan kadını sayısının arttığını göstermiştir. Son altı yılda anne adaylarınında görülen diyabet oranı ikiye katlanmıştır[17] Bu durum diyabetin hamilelik sırasında yaşanan komplikasyonları artırması için olduğu kadar, aynı zamanda diyabetik annelerin çocuklarının ileride diyabetik olma potansiyeli artırdığı için de son derece önemlidir.

Öteki tipler[değiştir | kaynağı değiştir]

Çoğu diyabet vakasında diyabet, tip 1 ve tip 2 diyabet olmak üzere iki farklı ve geniş etiyolojik kategoride incelenir. Ancak, birçok diyabet türünün bilinen bir sebebi vardır ve bu yüzden farklı kategorilere ayrılırlar. Diyabet konusunda yapılan araştırmalar arttıkça, daha önceden tip 1 ya da tip 2 diyabet tanısı konmuş pek çok hasta diyabetin oluşma sebebine göre yeniden sınıflandırılacaktır.
Bazı diyabet türleri vücut dokularının insülin seviyesi normal olsa bile insüline yanıt vermemesi sonucunda oluşur (insülin seviyesinin normal olması ile tip 2 diyabetten ayrılır) ancak bu tür çok nadirdir. Bazı genetik mutasyonlar (otozomal ya da mitokondrial) beta hücrelerin işlevini bozabilir. Bazı vakalarda insülinin etkisinde bozukluk genetik olarak tesbit edilebilir. Pankreasta ileri derecede hasar oluşturan herhangi bir hastalık diyabete sebep olabilir (örneğin kronik pankreatit ya da kistik fibrozis). İnsülinin etkisini antagonize eden (etkisini azaltan ya da insülinin etkisine ters etki gösteren) hormonların aşırı salgılandığı hastalıklar diyabete sebep olabilir (bu durum aşırı miktardaki antagonist hormonun engellenmesi ile çözülebilir). Pek çok ilaç insülin salgısını bozabilir ve bazı toksinler pankreasın beta hücrelerine zarar verebilir. ICD-10 tarafından 1992 yılında tanımlanan “beslenme bozukluğuna bağlı diyabet” teşhisi (ICD-10 kodu E12) 1999 yılında şu an halen kullanımda olan sınıflandırmanın yürürlüğe girmesiyle DSÖ tarafından teşhis listesinden çıkarılmıştır.[4]

Belirtiler[değiştir | kaynağı değiştir]

Poliüri (çok ve sık idrara çıkma), polidipsi (susama hissi ve sıvı alımındaki aşırı artış) ve polifaji (iştah artışı) diyabetin üç klasik belirtisidir. Tip 1 diyabette ve özellikle çocuklarda bu belirtiler çok kısa süre içinde (haftalar ya da aylar) ortaya çıkabilir. Ancak, tip 2 diyabetin belirtileri genellikle çok daha uzun süre içinde gelişir ve bu belirtiler ya çok hafiftirler ya da hiç görünmezler. Tip 1 diyabet çok hızlı ve aşırı kilo kayıplarına (normal ya da fazla yemek tüketimine rağmen) ve hiç azalmayan yorgunluk hissine neden olabilir. Kilo kaybı dışındaki tüm bu sayılan semptomlar, iyi kontrol edilmeyen tip 2 diyabet hastalarında da görünebilir.
Kan glukoz konsantrasyonu, böbreklerde glukoz için eşik değer olan 170–180 mg/dl’nin üzerine çıkarsa, böbrek proksimal tübüllerinden glukozun gerialınımı tam olmaz ve glukozun bir kısmı idrarda kalır. Bu durum idrarın ozmotik basıncının artmasına ve suyun böbrekler tarafından geri emiliminin azalmasına neden olarak idrar yapımının artmasına (poliüri) ve dolayısıyla su kaybına yol açar. Kan hacminde su kaybı yüzünden oluşan kayıp hücreler tarafından tutulmakta olan suyun kana ozmotik yolla geçmesiyle yerine konur, ancak bu durum vücudun susuz kalmasına ve susama hissinin artmasına (polidipsi) neden olur.
Uzun sure yüksek konsantrasyondaki glukoza maruz kalması göz merceğinin glukoz absorbe ederek şekil değiştirmesine ve görmenin bozulmasına neden olur. Kan şekerinin düzenli olarak kontrolünün yapılması ve normal sınırlara yakın tutulması genellikle merceğin şeklinin ilk haline dönmesini sağlar. Bulanık görme diyabet teşhisine giden yolda en yaygın görünen hasta şikayetlerinden birisidir. Tip 1 diyabet hastaları hızlı değişen görme bozuklukları için hazırlıklı olmalıdırlar, Tip 2 diyabet hastalarında görme bozuklukları genellikle aşamalı olarak gerçekleşir ama yine de hastalar bu durum için hazırlıklı olmalıdırlar.
Hastalar (genellikle tip 1 diyabet hastaları) aşırı bir metabolik düzensizlik durumu olarak tanımlanabilecek diyabetik ketoasidoz adı verilen durumu sergileyebilirler. Diyabetik ketoasidozun belirtileri arasında hastaların nefesinde belirgin bir aseton kokusunun olması, Kussmaul solunumu adı verilen çok hızlı ve derin soluma, poliüri, mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı, çeşitli tiplerde mental (saldırganlık, mani, zihin karışıklığı, ya da halsizlik gibi) bozuklular sayılabilir. Şiddetli diyabetik ketoasidoz vakalarında tablo komaya doğru ilerleyebilir ve ölümle sonuçlanır. Diyabetik ketoasidoz tıbbi bir acil durumdur ve hastaların derhal hastaneye kaldırılmaları gerekir.
Daha nadir ancak en az diyabetik ketoasidoz kadar ciddi durum da Hiperglisemik Hiperozmolar Nonketotik Sendrom (HHNS) dur. Ketoasidoz olmaksızın, aşırı hiperglisemi, plazma hiperozmolaritesi ve aşırı su kaybı (dehidratasyon) ile karakterize bir sendromdur. Genellikle tip 2 diyabet hastalarında görülür ve aşırı su kaybının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Sıklıkla aşırı miktarda şekerli içecek tüketen hastalarda ve yaşlılarda görülür. Aşırı şekerli sıvı tüketmek sıvı kaybı anlamında kısır bir döngü oluşturmaktan öteye gitmez.

Genetik[değiştir | kaynağı değiştir]

Hem tip 1 hem de tip 2 diyabet en azından kısmen kalıtsal hastalıklardır. Tip 1 diyabet, daha çok bir enfeksiyon (esasen viral bir enfeksiyon) sonucunda, daha az yaygın olarak da stres ya da çevresel faktörler (belli bir takım ilaç ya da kimyasala maruz kalmak gibi) sonucunda oluşuyor gibi görünmektedir. Kişilerin bu nedenlerden birine karşı yatkın olup olmamalarını belirleyen genler belirli HLA (İnsan Lökosit Antijeni – Human Leucocyte Antigen. İnsanlarda bağışıklık sisteminin işlevi ile ilgili çok sayıda geni barındıran belirli bir kromozom bölgesine verilen ad) genotiplerine kadar izlenmiştir. Ne var ki, tip 1 diyabette, bu yatkınlık genetik olarak kazanılmış bile olsa hala çevresel bir faktörün tetiklemesine ihtiyaç varmış gibi görünmektedir. Tip 1 diyabet hastalarının küçük bir kısmı mutasyona uğramış bir gen taşırlar ve bu gen “Gençlerde görülen erişkin tipli diyabet”e (MODY)” neden olur.
Tip 2 diyabette daha güçlü bir kalıtım kalıbı vardır. Birinci dereceden akrabalarında tip 2 diyabet vakası olan kişilerde tip 2 diyabet oluşma ihtimali çok yüksektir ve bu sayı diyabetli akraba sayısının artmasıyla daha da artar. Tek yumurta ikizlerinde konkordans (ikizlerden her birinin aynı anda hastalığa yakalanma oranı) %100’e yakındır ve ailesinde diyabet hastası olanlarda bu oran %25 kadardır. Günümüze kadar pek çok sayıda gen ve bu genlerdeki mutasyon ya da polimorfizmler tip 2 diyabet ile ilişkilendirilmiştir. Dahası, tip 2 diyabet için bağımsız risk faktörü olan (tel başına tip 2 diyabete yol açabilen) obezitenin de kısmen kalıtımsal olduğu unutulmamalıdır.

Patofizyoloji[değiştir | kaynağı değiştir]

Pankreastan insülin salgılanmasının mekanizması. Pankreasta insülin kan glukoz seviyesinden bağımsız olarak sabit bir hızda sentezlenir. Sentezlenen insülin egzositoz yoluyla salgılanmak üzere granüller içerisinde saklanır. İnsülinin salgılanması esas olarak besinlere ve besinlerde bulunan glukoz miktarına bağlıdır. Kandaki glukoz oranının artması insülinin salgılanması için esas nedendir.
İnsülin, glukozun kandan hücrelere (başta kas ve yağ hücreleri olmak üzere, ama santral sinir sistemi hücrelerine değil) geçişini düzenleyen en önemli hormondur. Bu yüzden, insülin yetersizliği ya da insülin reseptörünün insüline karşı hassasiyetinin kaybolması, tüm diyabet türlerinde önemli bir rol oynar.
Besinlerle alınan karbohidratlar alınmalarından birkaç saat sonra bir monosakkarit olan glukoza dönüştürülür. Glukoz, kanda bulunan temel karbohidrattır ve vücut tarafından enerji kaynağı olarak kullanılır. Bu dönüşüm işlemi, fruktoz, pek çok disakkarit (sukroz ve bazı bireylerde laktoz haricinde), ve nişasta haricindeki hemen bütün polisakkaritler için geçerlidir. İnsülin pankreasın Langerhans adacıklarında bulunan Beta hücrelerinden (β-hücreleri) kandaki glukoz seviyesinin artmasına (basitçe yemeklerden sonra) yanıt olarak salgılanır. İnsülin vücuttaki hücrelerin yaklaşık üçte ikisi tarafından kandaki glukozu alıp, onu enerji kaynağı olarak kullanmak, başka moleküllere çevirmek ya da depolamak için kullanılır.
İnsülin ayrıca karaciğer ve kas dokusunda glukozu glikojen halinde depolamak için gerekli sinyali sağlayan ana hormondur. Kandaki glukoz seviyesinin düşmesi, hem pankreastan salgılanan insülin miktarının azalmasına hem de glikojenin parçalanarak glukoza dönüşmesine neden olur. Bu işlem esasen glukagon hormonu tarafından kontrol edilir. Glukagon insülinin etkisine ters etki gösteren bir hormondur. Glikojenin parçalanmasıyla oluşan glukoz tekrar dolaşıma verilerek kan glukoz seviyesi arttırılır. Bu mekanizma kas hücrelerinde mevcut değildir. Kas hücrelerinde depolanan glikojen glukoza dönüştürüldükten sonra sadece kas hücreleri tarafından acil ihtiyaci karşılamak için kullanılır.
Yüksek insülin seviyeleri hücre büyümesini ve hücre bölünmesini arttırmak, protein sentezini ve yağ depolanmasını arttırmak gibi bazı anabolik (Özümleme ya da yapım) etkiler yapar. İnsülin pek çok iki yönlü metabolik yolakta işlemin katabolizma’dan (Yadımlama ya da yıkım) anabolizma ya doğru olması için gerekli sinyali sağlar. Bu durumda insülin yokluğu sözü edilen metabolik işlemlerin anabolizmadan katabolizmaya doğru olmasına yol açar. Yani düşük insülin düzeyleri vücudun yağ moleküllerini yakmaya başlamasına neden olur ve bunun sonusunda vücut Ketozis denilen metabolik durum içerisine girer.
Eğer mevcut insülin miktarı yeterli değilse, hücreler insülinin etkisine zayıf derece yanıt veriyorlarsa (insülin duyarlığının azalması ya da insülin direnci) ya da insülin molekülünde herhangi bir bozukluk varsa, hücreler ihtiyaç duydukları glukozu hücre içerisine alamazlar ya da sonra kullanılmak üzere karaciğer ve kasta depolayamazlar. Bu durumun net sonucu olarak, kan şekeri yükselir, protein sentezi azalır ve asidoz gibi metabolik bozukluklar ortaya çıkar.
Pankreasın Beta hücrelerinden insülinin salgılanması glukoz metabolizması tarafından uyarılır. Glukozun metabolize olmasıyla sentezlenen ATP hücre içindeki ATP / ADP oranı artırır. Bu durum ATP-duyarlı Potasyum (K+) kanallarının (KATP) kapanmasına neden olur. Hücre dışına çıkamayan K+ hücre içindeki potansiyelin yükselmesine ve hücre membranının depolize olmasına yol açar. Bu durum voltaj-duyarlı Kalsiyum (Ca2+) kanallarını açar ve hüçre içine giren Ca2+ insülinin depo edildiği granüllerden egzositoz yoluyla hücre dışına çıkmasına neden olur[18]

Teşhis[değiştir | kaynağı değiştir]

Oral glukoz tolerans testi ve açlık kan şekeri ölçümlerinin özeti
Tip 1 diyabetin ve çoğu tip 2 diyabet vakasının teşhisi, hastaların aşırı miktarda idrara çıkma ve aşırı susamanın yanında çoğunlukla kilo kaybetmeye başlamaktan şikayet etmeleri sonucunda konur. Bu belirtiler gün geçtikçe şiddetlenir. Yeni diyabet teşhisi konmuş hastaların yaklaşık %25’i, diyabet teşhisi konulduğunda diyabetik ketoasidoz da gelişmiştir. Diyabetin öteki tiplerinin teşhisi ise farklı yollarla yapılır. Sıradan bir sağlık taraması sırasında, başka bir tıbbi test sırasında kan şekerinin yüksek bulunması ve görme bozukuluklarının ya da açıklanamayan yorgunluk hissinin ortaya çıkması bunlara örnek olarak verilebilir. Diyabet teşhisi çoğunlukla, hastanın diyabetin sebep olduğu bazı bozukluklardan yakınması ile yapılır. Bunlara örnek olarak, kalp krizi, inme, nöropati, yara iyileşmesinin gecikmesi ya da ayak yaraları, çeşitli görme bozuklukları, çeşitli mantar enfeksiyonları ya da aşırı kilolu ve hipoglisemili çocuk dünyaya getirmek sayılabilir.
Diyabet tekrarlayan ya da kalıcı hiperglisemi ile karakterizedir. Teşhisi aşağıdaki ölçütlere göre yapılır;
  • Açlık plazma glukoz seviyesinin 126 mg/dL (7,0 mmol/l) ya da daha yüksek olması,
  • Oral glukoz tolerans testi (OGTT) sırasında ağızdan 75 g’lık glukoz yüklemesini takip eden iki saat sonunda plazma glukozunun 200 mg/dL (11,1 mmol/l) ya da üzerinde olması
  • Hastanın hiperglisemi belirtileri göstermesi ve rastgele ölçülen plazma glukoz seviyesinin 200 mg/dL (11,1 mmol/l) ya da üzerinde olması
  • A1C ≥ % 6,5
Alınacak herhangi bir pozitif sonuç, eğer ortada belirgin bir hiperglisemi yoksa, yukarıda sayılan testlerden birinin başka bir gün tekrar yapılmasıyla doğrulanmalıdır. Pek çok doktor hem ölçülmesinin kolay olması hem de yaklaşık iki saat kadar süren oral glukoz torans testiyle karşılaştırıldığında çok kısa sürece sonuç verdiği için sadece açlık kan şekerini ölçmeyi tercih eder. Şu an yürürlükte olan diyabet tanımına göre açlık kan şekeri değerinin iki kere 126 mg/dL (7,0 mmol/l) değerinden yüksek olması tip 2 diyabet için teşhis konulmasını gerektirir.
Açlık kan şekeri değeri 100 ile 125 mg/dL (6,1 ile 7,0 mmol/l) arasında olan hastalardaki durum “bozulmuş açlık glukozu” olarak tanımlanır. Ağızdan 75 g glukoz yüklemesini takip eden 2 saatin sonunda kan şekeri değerleri 200 mg/dL’yi geçmeyen ancak 140 mg/dL ya da üzerinde bir değere sahip olan hastaların ise “glukoz toleranslarının bozulduğu” kabul edilir. Bozulmuş açlık glukozu ve bozulmuş glukoz toleransı “gizli şeker” olarak da isimlendirilmektedir. Bu iki “prediyabetik” (diyabet öncesi) durumun ikisi de ama özellikle bozuk glukoz toleransı, hem diyabet oluşumu hem de çeşitli kardiyovasküler hastalıkların oluşması için ana risk faktörüdür.[19]
Her ne kadar diyabetin teşhisinde kullanılmasa da, kandaki yüksek glukozun alyuvarlarda bulunan hemoglobine yaklaşık %6 ya da daha fazla oranda geri dönüşümsüz olarak bağlanması (bu hemoglobine “glikozillenmiş hemoglobin” adı verilir ve HbA1c ile gösterilir) pek çok laboratuvar tarafından olağan dışı bir durum olarak değerlendirilir. Alyuvarların ortalama yaşam süreleri 120 gün olduğu için bu değerin ölçülmesi geriye dönük üç aylık ortalama kan glukoz değerlerinin tahmin edilmesi için kullanılır. HbA1c değeri ile ortalama kan glukoz seviyesi arasında pozitif bir orantı vardır. Başka bir deyişle, kan şekeri yükseldikçe glikozillenen hemoglobin miktarı da o oranda fazla olacaktır. Çok sayıda doktor, kan glukoz değerlerinin zaman içerisindeki değişimini takip etmek için, hemen diyabet teşhisinin başlangıcında bu testin yapılmasını isteyebilir. Şu an geçerli olan düzenlemelere göre diyabet hastalarının HbA1c değerinin %7’den düşük olmasını önerilmekte ve bu değer iyi bir glisemik kontrolün göstergesi olarak kabul edilmektedir. Ancak öteki bazı kuruluşlar bu değerin %6,5 olması gerektiğini savunmaktadırlar (Pek çok hasta için, Uluslararası Diyabet Federasyonu (The International Diabetes Federation) ve Amerikan Endokrinoloji Enstitüsü %6½’tan, ve Amerikan Diyabet Birliği ise %7’den düşük değerleri önermektedirler). HbA1c değeri bu değerlerin altında olan diyabet hastalarında retinopati ve diyabetik nöropati de dahil olmak üzere diyabetin pek çok komplikasyonunun oluşma sıklığı anlamlı olarak azdır.[20][21]

Tarama testi[değiştir | kaynağı değiştir]

Hayatın çeşitli dönemlerindeki herkesin ve diyabet için risk faktörlerine sahip kişilerin diyabet taraması yaptırılması önerilir. Tarama testleri koşullara ya da bölgesel politikalara göre değişiklik gösterebilir ve rastgele bir zamanda ölçülen kan şekeri, açlık kan şekeri, ağızdan 75 gr glukoz alımını takip eden 2 saat sonundaki kan şekeri değeri ölçülerek ya da yine glukoz yüklemesini takip eden ancak belirli zaman aralıklarında birçok kez kan şekeri değerinin ölçülmesiyle yapılır. Pek çok sağlık kuruluşu 40-50 yaş arasındaki kişilerin sürekli olarak, bu yaştan büyük kişilerin ise daha sık aralıklarla taranmasını önermektedirler. Daha erken yaştaki taramalar, diyabet için risk faktörü (obezler, ailesinde diyabet hikâyesi olanlar ve çeşitli etnik kökenlerden gelen kişiler gibi) taşıyan bireyler için önerilmektedir.
Diyabetin eşlik ettiği pek çok hastalık da tarama yapılmasını gerektirir. Yüksek kan basıncı (hipertansiyon), yüksek kolesterol, koroner kalp hastalığı, geçirilmiş gestasyonel diyabet, polikistik over sendromu, knonik pankreatit, yağlı karaciğer, hemokromatoz, kistik fibrozis, çeşitli mitokondrial nöropatiler ve miyopatiler, miyotonik distrofi vebazı kalıtsal hiperinsülinemi vakaları bu hastalıklara örnek olarak verilebilir. Uzun süreli ve yüksek dozda glukokortikoidler, bazı anti-kanser ilaçlar (özellikle L-asparajinaz), bazı antipsikotik ilaçlar (özellikle fenotiyazinler) gibi ilaçların kullanımı diyabet gelişme riskini arttırdığı için, bu ilaçları kullanan kişiler için de düzenli diyabet taraması önerilir.
Diyabet teşhisi konmuş kişiler ise diyabetin yol açtığı komplikasyonlar için düzenli aralıklarla test edilirler. Yılda bir kere yapılan mikroalbüminüri için idrar testi ve retinopati için göz muayenesi bu testlerden bazılarıdır.

Korunma[değiştir | kaynağı değiştir]

Tip 1 diyabet oluşma riskinin, kişilerin sahip oldukları HLA (İnsan Lökosit Antijeni – Human Leucocyte Antigen. İnsanlarda bağışıklık sisteminin işlevi ile ilgili çok sayıda geni barındıran belirli bir kromozom bölgesine verilen ad) tipleri (özellikle DR3 ve DR4 tipleri) baz alınarak tespit edilen genetik yatkınlıkları, bilinmeyen bazı çevresel faktörler (henüz kanıtlanamamış olsa da bir enfeksiyon olabileceğinden şüphenilmektedir) ve pankreasın insülin üreten beta hücrelerine karşı gelişen kontrolsüz otoimmün (özbağışıklık) yanıta bağlı olduğu bilinmektedir. Bazı araştırıcılar, bebeklerin anne sütü ile beslenmelerinin sonraki hayatlarında diyabet riskini azaltacağını savunmaktadırlar.[22][23] Diyabet oluşumunu tetikleyebileceği düşünülen çok sayıda besin üzerinde araştırma yapılmış ancak kesin bir kanıt elde edilememiştir.[24] Bebeklere bir yaşlarına kadar günde 2000 IU (ünite) vitamin D verilmesinin ileride diyabete yakalanma olasılıklarını azalttığı gösterilmiş ama aradaki bağlantı açıklanamamıştır.[25]
Tip 2 diyabet riski ise pek çok vaka için beslenme düzeninde değişiklik yapılması ve fiziksel aktivitenin arttırılması ile azaltılabilir.[26][27] Amerikan Diyabet Birliği, ideal kilonun korunmasını, haftada en az 2½ saat egzersiz yapılmasını (tempolu yürüyüş yapmak yeterli gibi görünmektedir) yağ alımının azaltılmasını ve lifli gıdalar tüketilmesini önermektedir. Amerikan Diyabet Birliği, diyabeti önlemek için alkol tüketilmesini önermemektedir, ancak hafif alkol tüketimi diyabet riskini azaltabilir (Aşırı alkol tüketiminin vücut sistemlerine anlamlı derecede zarar verdiği kesin ve açıktır) Buna benzer tartışmalı bir durum düşük seviyede alkol tüketimi ile kalp hastalıkları arasında da vardır ve buna “Fransız Paradoksu” adı verilmektedir (Fransızlar görece fazla doymuş yağlı besinler tükettikleri halde koroner kalp hastalığından yine görece daha az etkilendikleri için bu isim verilmiştir)
Çeşitli diyet rejimleri tarafından tavsiye edilmesi ve ısrarla vurgulanmasına karşın, düşük glisemik indeksli yiyeceklerin tüketilmesinin klinik açıdan bir yarar sağladığına ilişkin yeterli bir kanıt yoktur.[28]
Pek çok çalışmada belirli bir takım yiyeceğin tüketilmesi ya da ilacın kullanılması ile tip 2 diyabetin bazı özellikleri arasında bağlantı olduğunu ileri sürülmüştür. Yine bazı çalışmalarda diyabete yatkınlığı olan kişilerin profilaktik olarak (hastalığı önlemek ya da geciktirmek amacıyla (profilaksi)) metformin,[27] rosiglitazon,[29] ya da valsartan[30] kullanmalarının hastalığın ilerlemesini geciktirdiğini göstermiştir. Romatoid artrit tedavisi için hidroksiklorokin kullanan hastalarda, diyabet ortaya çıkma sıklığının %77 oranında azaldığını gösterilmiştir ama aradaki nedensel mekanizma açık değildir.[31] Bebeklerini emziren annelerde tip diyabet riskinin azaldığı gösterilmiştir.[32] Besinler ve ilaçlar ile diyabet arasında yukarıda sayılanlar ya da öteki pek çok bağlantıdan herhangi biri için kesin bir kanıt yoktur. Bu bağlantılardan hiçbiri, standart bir klinik yaklaşımı gerektirecek kadar iyi ve yeterli derecede saptanmamıştır.

Tedavi[değiştir | kaynağı değiştir]

İnsülin Kalemi ile insülin enjeksiyonu
Parmak ucundan alınan kan ile glukoz ölçümü
Diyabet kronik bir hastalıktır ve kesin bir tedavisi yoktur ve hem uzun vadede hem de kısa süre içerisinde ortaya çıkabilecek diyabete bağlı sorunlar için gereken tıbbi önem verilmelidir. Kan şekeri seviyesinin hem kısa hem de uzun süre içerisinde kabul edilebilir sınırlarda tutulabilmesi için hasta eğitiminin, diyet desteğinin, yeterli egzersizin ve hastanın kendi kan şekerini kontrol etmesinin olağanüstü önemi vardır. Hastalığın dikkatlice kontrol edilmesi uzun sürede ortaya çıkan komplikasyon riskinin azaltılması için gereklidir. Bu hedefe teorik olak, diyet, egzersiz ve zayıflama (tip 2 diyabet), çeşitli antidiyabetik ilaçlar (sadece tip 2 diyabet) ve insulin tedavilerinin (tip 1 diyabet ve artık ağızdan alınan ilaçlara cevap vermeyen tip 2 diyabet hastalarında) kombinasyonları ile ulaşılabilir. Buna ek olarak, diyabete eşlik eden yüksek kardiyovasküler hastalık riskini azaltmak için, diyabetli hastaların egzersiz yapmak, az sigara tüketmek ya da daha iyisi hiç sigara kullanmamak, uygun besinlerle beslenmek, diyabetli hastalar için yapılmış özel çoraplar ve ayakkabılar kullanmak ve eğer gerekliyse kan basıncını düşürmek için çeşitli ilaçlar kullanmak gibi, hayat tarzlarında yapacakları değişiklikler ile kan basıncı[33] ve kolesterol seviyelerini kontrol altında tutmaları zorunludur.
İnsülin pompası ve infüzyon seti
Çoğu tip 1 diyabet vakasında, insulin tedavisi “regüler” ya da “NPH insulin” ya /ya da bir insulin analoğu ile (insulin lispro (Humalog®), insulin aspart (Novolog®) ya da insulin glulisin (Apidra®)) ya da bu insulin analoglarının insulin glargin (Lantus®) ya da insulin detemir (Levemir®) ile kombinasyonları yapılarak uygulanır. Tip 1 diyabet için başka bir tedavi yaklaşımı da insülin pompası (örneğin, Deltec Cozmo®, Animas One Touch Ping®, Medtronic Minimed®, Insulet Omnipod®) kullanmaktır. Bir tedavi yöntemi olmayan ama hastaların kendi kan glukoz seviyelerini ölçmelerine ve onlara uyguladıkları tedavinin etkinliği hakkında fikir sahibi olmalarına olanak sağlayan kan glukoz ölçüm cihazları da tedavinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Bu aletleri kullanmak için hastaların bir lanset yardımıyla genellikle parmaklarından alacakları bir damla kan ölçüm için yeterli olmaktadır.


Kesin tedavi (Şifa)[değiştir | kaynağı değiştir]

Tip 1 diyabet için kesin tedavi[değiştir | kaynağı değiştir]

Tip 1 diyabet hastaları için henüz pratik bir kesin tedavi yöntemi yoktur. Tip 1 diyabet, görece basit bir fonksiyonu olan tek bir organın yine tek bir çeşit hücresinin fonksiyonunun bozulması sebebiyle (pankreasın Langerhans adacıklarında bulunan Beta hücreleri) ortaya çıktığı için, çoğunlukla ya tüm pankreasın ya da sadece beta hücrelerinin değiştirilmesi şeklindeki kesin tedavi yaklaşımı pek çok kez denenmiştir.[34] Sadece pankreas ya da böbrek ve pankreasın birlikte nakli yapılıp artık dışarıdan insülin kullanmaya ihtiyacı kalmayan tip 1 diyabet hastalarının kesin tedavi oldukları düşünülebilir. Diyabete çoğunlukla böbrek ile ilgili komplikasyonlar eşlik ettiği için (diyabetik nefropati) pankreas ve böbreğin aynı anda değiştirilmesi ortaya umut verici sonuçlar çıkarmaktadır. Böbrekle birlikte pankreasında değiştirildiği vakalardaki hayatta kalma oranı, sadece böbreğin değiştirildiği vakalara benzer ya da bu orandan daha yüksektir.[35] Ancak, nakilden sonra bu hastalar uzun süreli bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kullanmak zorundadırlar ve vücudun nakledilen yeni organı reddetme ihtimali vardır.[34]
Diyabet tedavisinde kullanılan adacık naklinin aşamaları
Pankreası bütün olarak nakletmek yerine donörlerden izole edilen pankreas adacık hücrelerinin tip 1 diyabet hastalarının karaciğerlerine enjekte edilmesiyle yapılan adacik nakilleri de umut vaadeden sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.[36] Karaciğere enjekte edilen adacık hücreleri portal vende yerleşmekte ve bir süre sonra insülin salgılamaya başlamaktadırlar. Adacık hücre nakillerinden sonra doku reddini engelleyebilmek amacıyla hastaların bağışılık sistemlerini baskılayıcı ilaçlar kullanmaları gerekmektedir. Dışarıdan sadece beta hücrelerinin nakledilmesi deneysel olarak hem insanlar hem de fareler üzerinde denenmiştir ancak, bu tedavi yaklaşımı klinik açıdan henüz pratik değildir ve bunun kısmen de olsa sebebi beta hücre donörü (bağışlayan) kişilerin yetersiz olmasıdır. Her organ naklinde olduğu gibi beta hücrelerin nakledilmesi de bağışıklık yanıtını başlatır ve nakledilen dokuyu korumak adına uzun süreli olarak bağışıklık baskılayıcı ilaçları kullanmak gerekir.[37] Alternatif bir teknik olarak, nakledilecek beta hücrelerini bağışıklık sisteminden izole edip koruyacak yarı geçirgen bir muhafazanın içine koyulması önerilmiştir. Kök hücre araştırmaları da muhtemel bir kesin tedavi yöntemi olarak öne sürülmüştür. Kök hücreler pankreas adacık hücrelerinin yeniden gelişmesini sağlar ve genetik açıdan tedavi edilen kişinin bir parçası olduğu için bağışıklık baskılayıcı ilaçların kullanımını gerektirmeyebilir.[34] Bu işlem fareler üzerinde denenmiştir ve 2007 yılında 15 yeni teşhis edilmiş tip 1 diyabet hastasının kendi kemik iliklerinden alınan kök hücrelerle tedavi edilmeleri sonucunda, bu hastaların pek çoğunda bağışıklık sistemleri baskılandıktan sonra uzun süre boyunca insülin tedavisine gerek kalmadığı gösterilmiştir.[38]
Mikroskopik ya da nanoteknolojik tedavi yaklaşımları da araştırılmaya devam etmektedir. Önerilen bir sistemde insulin depolanmış bir implant hızlı açılıp kapanan bir valf vasıtasıyla içerdiği insulini kandaki glukoz seviyesine göre kana vermektedir. Buna benzer en az iki farklı yaklaşım canlılar üzerinde yapılan deneylerle gösterilmiştir. Bunlar benzer mantıkla kapalı devre insülin pompası görevi görmektedirler.

Tip 2 diyabet için kesin tedavi[değiştir | kaynağı değiştir]

Tip 2 diyabet için de kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Aşırı obez diyabet hastalarına uygulanan gastrik baypass ameliyatı ile kan şekeri seviyeleri %80 ile %100 oranında normale döndürülebileceği gösterilmiştir. Bu işlemin mekanizması ayrıntılı bir biçimde incelenmiş ve sağlanan yararın basitçe işlem sonrasındaki kilo kaybına bağlı olmadığı gösterilmiştir. Bu tedavi yöntemi yakın bir gelecekte bazı tip 2 diyabet hastaları için standart bir tedavi olabilir.[39] Bu ameliyat ayrıca aşırı obez insanların ölüm oranlarını %40 kadar azaltmaktadır.[40] Aynı ameliyat daha az sayıdaki normal kilolu ya da hafif obez tip 2 diyabet hastasına da başarıyla uygulanmıştır.[41][42]

Prognoz (Hastalığın seyri)[değiştir | kaynağı değiştir]

Kan şekeri seviyeleri iyi kontrol edilmiş hastalarda diyabetin sebep olduğu komplikasyonlar çok daha az sıklıkta ve daha az şiddette ortaya çıktığı için hasta eğitimi, hastanın durumu hakkındaki bilgisi ve kendi hastalığı ile ilgilenmesi hayati önem taşımaktadır.[43][44] Hastanın sahip olduğu öteki sağlık sorunları diyabetin bu zararlı etkilerini daha da hızlandırır. Bunlara örnek olarak, sigara kullanımı, yüksek kolesterol seviyeleri, şişmanlık, yüksek kan basıncı (hipertansiyon) ve düzenli egzersiz yapılmaması sayılabilir. Yapılan bir çalışmaya göre, yüksek kan basıncı olan kadınlarda diyabetin ortaya çıkma olasılığı normal bireylerden üç kat fazladır.
Düzenli olarak egzersiz yapan, zayıflayan ve sağlıklı bir diyetle beslenen tip 2 diyabet hastalarının, hastalığın kendisini ya da hastalığın yolaçtığı komplikasyonlardan bazılarını “duraklama” aşamasında tutabilecekleri gösterilmiştir. Şüphesiz, yukarıda sayılan bu önlemler insülin duyarlığını iyileştirerek, insanları tip 2 diyabet için bir aday olmaktan çıkarabilir ya da diyabet öncesi durumlarının gerçek hastalığa dönüşmesini önleyebilir. Ancak, hastalar bunları uygulamaya başlamadan önce mutlaka doktorlarıyla beklenilen faydalar hakkında görüşmelidir. Bu özellikle hastaların hipoglisemi risklerini azaltmaları ve bu uygulamaların yol açabileceği sorunlardan sakınabilmeleri için önemlidir. Gerçekte pek az insan hastalığını “duraklama” aşamasında tutabilmektedir. Ancak, bazı hastalar egzersiz sonrasında vücudun insülin gereksinimi azaldığı için daha az insüline ihtiyaç duyabilirler. Gerçekte uygulanan bu önlemlerin bir faydası olsun ya da olmasın, bu sağlıklı hayat biçiminin hem diyabetik hem de sağlıklı bireyler için sağladığı pek çok fayda vardır.
Diyabetin ilerleyişi yaşlanma ile birlikte değişir. Pankreasın insülin üreten beta hücrelerinin yaşlanma ile birlikte bozulmaya başlaması insülin üretimi azaltır. Buna ek olarak, yaşlanma ile kas dokusunun azalması ve özellikle iç organların çevresinde olmak üzere yağ birikiminin artması, insülin direncini arttırır ve dokuların insüline yanıt vermesini azaltır. Glukoz toleransı yaş ile birlikte gittikçe azalır ve bu yaşlı nüfusta tip 2 diyabet görülme sıklığını arttırır.[45] Yaşlanmaya bağlı glukoz intoleransına sıklıkla insülin rezistansı eşlik eder ama bu kişilerin dolaşımlarında bulunan insülin miktarı daha genç kişilerdeki insülin seviyesi ile benzer ya da aynıdır.[46] Yaşlı hastalar için belirlenen tedavi hedefleri kişiden kişiye değişkenlik gösterir ve hastanın genel sağlık durumu, hayat beklentisi, verilen tedaviye olan bağlılığı ve istekliliği göz önünde bulundurularak belirlenir.[47]

Akut komplikasyonları[değiştir | kaynağı değiştir]

Diyabetik ketoasidoz[değiştir | kaynağı değiştir]

Diyabetik ketoasidoz (DKA) hiperglisemi, ketonemi (Kanda keton cisimlerinin miktarının artması) ve metabolik asidoz (kan pHının düşmesi) ile karakterize bir durumdur. DKA her zaman acil tıbbi müdahale gerektiren akut (hızlı gelişen) ve tehlikeli bir komplikasyondur. Düşük insülin seviyeleri yüzünden glukozu yeterince kullanamayan karaciğer, enerji kaynağı olarak yağları kullanmaya başlar; bu metabolik yolaktaki ara substrat keton cisimleridir. Bu durum periyodik olduğu sürece normaldir, ama kalıcı olduğunda ve enerji üretiminde devamlı olarak bu yolak kullanıldığında ciddi bir sorun halini alabilir. Kanda keton cisimlerinin yükselmesi kanın pHının düşmesine ve diyabetik ketoasidoz oluşmasına neden olur. Genellikle insülin tedavisi şemasına uymayan hastalarda görülür (insülin enjeksiyonunu unutmak ya da gerekenden az insülin kullanmak gibi). Diyabetik ketoasidozun belirtileri arasında hastaların nefesinde belirgin bir aseton kokusunun olması, Kussmaul solunumu adı verilen çok hızlı ve derin soluma, poliüri, mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı, çeşitli tiplerde mental (saldırganlık, mani, zihin karışıklığı, ya da halsizlik gibi) bozuklular sayılabilir. Hastalar genellikle aşırı sıvı kaybederler (dehidratasyon). Karın ağrısına çok sık rastlanır ve çok şiddetli olabilir. Hastanın bilinç durumu başlangıçta normaldir ama ilerleyen safhalarda komaya kadar ilerleyebilir. Ketoasidoz kolaylıkla kan basıncının aşırı şekilde düşmesine (hipotansiyon), şoka ve ölüme neden olabilicek kadar ciddileşebilir. İdrar tahlili ile keton cisimcikleri tesbit edilebilir (kandaki keton cisimleri genellikle DKA belirtileri ortaya çıkmadan önce böbrek eşik değerini aşarak idrara geçer). Hızlı ve yerinde müdahale ile tam bir iyileşme sağlanabilir. Ancak müdahalenin gecikmesi ve yetersiz tedavi ya da DKA’nın yol açtığı sorunlar (beyin ödemi) ölümle sonuçlanabilir. Diyabetik ketoasidoz tıbbi bir acil durumdur ve hastaların derhal hastaneye kaldırılmaları gerekir. Diyabetik ketoasidoz çoğunlukla tip 1 diyabet hastalarında ortaya çıkan bir komplikasyondur ancak tip 2 diyabet hastalarında da görülebilir.

Hiperglisemik hiperozmolar sendrom (HHS)[değiştir | kaynağı değiştir]

Hiperglisemik hiperozmolar sendrom (eski ismiyle Hiperglisemik hiperozmolar nonketotik sendrom (HHNS) ya da bazı kaynaklarda sadece Hiperozmolar Sendrom), diyabetik ketoasidoz belirtileri ile pek çok açıdan benzerlik gösteren ancak tamamen farklı bir sebeple oluşan ve yine tamamen farklı şekilde tedavi edilen metabolik bir durumdur. Hiperglisemik hiperozmolar sendrom, belirgin ketoasidoz olmaksızın, aşırı hiperglisemi, plazma hiperozmolaritesi ve aşırı su kaybı (dehidratasyon) ile karakterize bir sendromdur. Kan şekeri çok yüksek (genellikle 300 mg/dl (16 mmol/l) ve üzeri değerler yüksek kabul edilir) kişilerde, kandaki glukoz kanın ozmotik basıncının yükselmesine ve hücre içindeki su moleküllerinin kana doğru çekilmesine neden olur. Yine yüksek glukoz böbreklerden suyun geri emilmesini engelleyerek üretilen idrar miktarını da arttırır (Buna ozmotik diürez adı verilir). Eğer kaybedilen sıvı yerine konmazsa (ağızdan ya da damar yoluyla), hücrelerin devamlı olarak su kaybetmeleri ve aşırı idrar ile suyun atılması sonucunda hastaların sıvı kaybetmelerine neden olur (dehidratasyon). Sıvı kaybına genellikle elektrolit dengesizlikleri eşlik eder ve bu her zaman tehlikelidir. Eğer müdahale edilmezse dolaşımdaki sıvı miktarının çok azalması sonucunda böbrekler fonksiyonunu yitirmeye başlar. Bu durum zaten yüksek olan glukozun böbrekler yoluyla atılamamasına, kandaki glukozun daha da yükselmesine ve kanın ozmotik basıncının iyice artmasına neden olur. Kanın ozmotik basıncı 320–330 mOsm/kg değerini aşarsa beyin hücrelerinden su kaybedilmeye başlanır ve tablo komaya kadar gidebilir. Hiperglisemik hiperozmolar sendromda, diyabetik ketoasidozda olduğu gibi, acil tıbbi müdahale gereklidir. Müdahaleye genellikle kaybedilen sıvını yerine konması ile başlanır. Hiperglisemik hiperozmolar sendrom tip 2 diyabet hastalarında daha yaygın olarak görülür.

Hipoglisemi[değiştir | kaynağı değiştir]

Hipoglisemi ya da anormal derecede düşük kan şekeri, diyabet tedavisinde kullanılan pek çok tedavi yönteminin akut bir komplikasyonudur. Özellikle insülin tedavisi gören tip 1 ve tip 2 diyabet hastalarında görülür. Ancak beta hücrelerinin insülin salgısını arttıran ilaçları kullanan (oral sülfonilüreler, meglitinid ya da fenilalanin analogları gibi), yaşlı ve böbrek bozukluğu olan hastalarda da rastlanır. Bu durum hem diyabetik hem de diyabetik olmayan kişiler arasında nadir görülsede halen insülinle tedavi edilen hastalarda görülen komanın bir numaralı sebebidir. Hastada ajitasyon, terleme ve sempatik sinir sisteminin aktivasyonuna bağlı pek çok belirti (korku ve panik gibi) görülür. Hastanın bilinç durumu devamlı değişiklik gösterir ve şiddetli vakalarda komaya, nöbetlere hatta beyin hasarı ve ölüme sebep olabilir. Diyabet hastalarında görülen bu duruma zamanlaması yanlış ve çok fazla insülin kullanmak, çok fazla ve yanlış zamanda yapılan egzersiz (egzersiz yapmak insülin gereksinimini azaltır), yeterince besin alınmaması (özellikle glukoz içeren karbohidratlar) ya da bir öğünün kaçırılması neden olabilir.
İyatrojenik (Uygulanan bir tedavi ya da ilacın istenmeyen yan etkilere ya da komplikasyonlara neden olması) hipoglisemi, basitçe aşırı miktardaki (ya da görece yüksek) insülininin gösterdiği etkiler ve tip 1 ve tip 2 diyabette bozulmuş karşıt glukoz düzenlemesinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Normal bireylerde glukoz seviyesinin aşırı miktarda düşmesine yanıt olarak derhal insülin salgılanması azaltılır ve glukagon ve adrenalin salgılanarak kan şekeri yükseltilmeye ve hipoglisemi düzeltilmeye çalışılır (Buna glukoz metabolizmasının karşıt-düzenlenmesi adı verilir ve glukagon ve adrenalin glukoz metabolizması için karşıt-düzenleyici hormonlar olarak anılır). Ancak, İnsülinin mevcut olmadığı diyabette (tip 1 diyabet) hipoglisemiye yanıt olarak dışarıdan alınan insülinin seviyesi düşürülemez, ve buna ek olarak yetersiz glukagon ve adrenalin yanıtları glukozun karşıt-düzenleme mekanizmasının bozulmasına yol açar.
Diyabet hastalarında görülen azalmış sempatoadrenal yanıt hastanın hipoglisemi belirtilerinin (titreme, terleme, panik vs) farkına varmasını zorlaştırır (buna “hipoglisemi habersizliği” (hypoglycemia unawareness) adı verilir). Diyabetik hastalarda gözlenen otonomik nöropati, beyinin ard arda geçirilen hipoglisemi nöbetleri yüzünden hipoglisemiye karşı “hassasiyetini” yitirip gerekli yanıtı oluşturmaması ve hastanın hipoglisemi belirtilerini maskeleyecek çeşitli ilaçlar kullanıyor olması hipoglisemi habersizliğinin sebepleri arasında sayılabilir. Pek çok vakada bu kısa süreli hipoglisemi nöbetlerinden kaçınmak hipoglisemi habersizliğini düzeltebilir ancak bu her vaka için geçerli değildir.
Çoğu vakada hipoglisemi şekerli yiyecek ya da içeceklerle tedavi edilir. Diyabetik hastaların hipoglisemi riskine karşı yanlarında şekerleme, kesme şeker ya da glukoz tabletleri bulundurmaları gerekir. Hasta eğer hipoglisemi belirtilerini hissederse hemen 15 gram kadar şeker tüketmeli (örneğin, 1 çorba kaşığı kadar şeker) ve 15 dakika beklemelidir. 15 dakika sonra eğer hala kendini iyi hissetmiyorsa tekrar 15 gram şeker alıp 15 dakika daha beklemelidir. Buna 15/15 kuralı adı verilir.
Ciddi vakalarda, tedavi için glukagon enjeksiyonu (glukagon insülinin etkilerine tamamen ters etki oluşturan bir hormondur) ya da damar yolundan dekstroz infüzyonu ile yapılır, ancak genellikle hastanın bilincinin kapalı olduğu vakalarda bu yola başvurulur. Glukagon karaciğerde glikojen olarak depolanmış halde bulunan glukozu serbest bırakarak (glikojenoliz) kan glukoz düzeyini yükseltir. Bu yüzden glukagon enjeksiyonu yapıldığı durumlarda, glukagon yalnızca bir kez kullanılabilir. Karaciğerde yetersiz miktarda glikojen olması ya da hiç olmaması glukagonun etkisini büyük oranda azaltır. Hastanelerde genellikle dekstroz infüzyonu yapılır.

Kronik komplikasyonları[değiştir | kaynağı değiştir]

Damar Hastalıkları
Kan şekerinin uzun süre yüksek seyretmesi kan damarlarına zarar verir (anjiyopati). Kan damarlarının iç yüzeylerini kaplayan endotel hücreleri normalden daha fazla miktarda glukozu hücre içine alırlar çünkü bu hücrelere glukoz girişi insülinden bağımsız olarak gerçekleşir. Hücre içine giren yüksek miktarda glukoz bu hücrelerde proteinlerin glikozillenmesine (protein molekülleri ile glukozun enzimatik birleşimi) ve yüzey glikoproteinlerin birikmesine yol açar. Sonuçta damarların bazal membranı kalınlaşır ve zayıflar. Diyabette bu durumun yol açtığı sorunları tanımlamak için mikrovasküler hastalıklar (küçük damarlarda oluşan hasarlar sebebiyle oluşan) ve makrovasküler hastalıklar (arterlerde oluşan hasarlar sebebiyle oluşan) tabirleri kullanılır.
Küçük çaptaki kan damarlarının hasar görmesi sonucunda oluşan mikroanjiyopati aşağıda sayılan komplikasyonlara yol açabilir;
Diyabetik retinopati: Diyabete bağlı olarak göz dibi damarlarının bozulması. Retinada oluşan yeni damarların zayıf ve düşük kalitede olması ve makula ödemi (makulanın sıvı birikimi ile şişmesi) ile karakterize, ciddi görme kaybı ve körlüğe sebep olabilen hastalık. Mikroanjiyopati yüzünden oluşan retina hasarı Amerika Birleşik Devletleri’nde yetişkinlerde görülen körlüğün en yaygın sebebidir.
Diyabetik makula ödemi
Retinanın küçük damarlarında hafif bozulmalar. Bazı damarlar şişmiş ve retina dokusuna doğru sıvı sızdırıyor
Normal insan görüşü
Diyabetik retinopatisi olan bir hastanın olası görüşü.
Diyabetik nöropati: Hissetme duyusunun normal olmaması ya da azalması, “eldiven-çorap” tarzı his dağılımı (hastalar giymedikleri halde ellerinde eldiven, ayaklarında çorap varmış gibi hissederler), ayaklardan başlayan ancak tüm sinirleri etkileyebilme potansiyeli olan, yaygın bir diyabet komplikasyonudur. Diyabetik nöropati, hasar görmüş damarlarla birlikte diyabetik ayak oluşumuna yol açabilir. Mononöropati ve otonomik nöropati ise diyabetik nöropatinin farklı türleridir. Diyabetik amyotrofi ise nöropatinin yol açtığı kas güçsüzlüğünü tanımlamak için kullanılır.
Diyabetik nefropati: Böbreği fonksiyon yapamaz hale gelmesine yol açabilen ileri böbrek hasarı. İlerlemiş vakalarda böbrek nakli gerekebilir. Diyabet gelişmiş ülkelerde en yaygın böbrek yetmezliği sebebidir.
Diyabetik kardiyomiyopati: Koroner arter hastalığı ya da hipertansiyondan bağımsız olarak kalbin diyastolik (gevşeme) fonksiyonunun bozulması ile karakterize hastalık. İlerleyen vakalarda kalp yetmezliğine yol açabilir.
Makrovasküler hastalıklar (arterlerde meydana gelen hastalıklar) ise çeşitli kardiyovasküler hastalıklara neden olurlar. Bunun başlıca sebebi ise diyabete bağlı olarak gelişen aterosklerozdur. Bu hastalıklardan başlıcaları;
Koroner arter hastalığı: Miyokard infarktüsü (Kalp krizi) ve anginaya yol açar.
İnme: Özellikle iskemik tarzda inmelerin oluşmasına nden olur.
Periferik damar hastalığı: Nörojenik intermittent klaudikasyon (Özellikle aterosklerozlu hastalarda bacak arterlerinde meydana gelen tıkanmalar sonucunda oluşan ve efor sonrasında yetersiz kan dolaşımı yüzünden bacaklarda ağrı hissedilmesine yol açan durum) ve diyabetik ayak oluşumuna neden olur.
Diyabetik miyonekroz: Kasları besleyen damarların tıkanması sonucunda iskelet kasının beslenemeyip ölmesi.
Diyabetik ayak, genellikle nöropati (uyuşukluk ya da hissizlik ile karakterize) ve damarlarda oluşan hasarların birleşimi sonucunda oluşur. Bu durum ayak derisinde yaralar oluşmasına ve bu yaraların enfekte olmasına yol açar. İleri vakalarda doku nekrozu ve kangren görülebilir. Diyabetik ayak, gelişmiş ülkelerdeki yetişkinlerde travma (yaralanma] sonucu oluşmamış ampütasyonların (parmak ya da ayakların cerrahi olarak kesilip alınması) başlıca sorumlusudur.
Karotid arter stenozu ve abdominal aorta anevrizmaları diyadette çok sık olarak görülmez ancak, diyabet bu hastalıklara sahip olan kişilerdeki ölüm oranını, morbiditeyi ve bunların tedavisi için yapılan ameliyatların riskini artırır.[48]
Diyabetik ensefalopati[49] diyabetik hastaların bilişsel yeteneklerinin azalmasına ve demans (bunama) riskinin artmasına neden olur. Bu durumun oluşması için pek çok teori ileri sürülmüştür. Beyini besleyen damarlarla ilgili bozukluklar ya da insülinin beyinde oluşturduğu etkilerde diyabete bağlı değişiklikler olması bu teorilerden bazılarıdır.[50]

Epidemiyoloji[değiştir | kaynağı değiştir]

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2000 yılında tüm dünyada en az 171 milyon diyabet hastası (toplam dünya nüfusunun %2,8’i) vardır.[51] Tüm dünyada diyabetin görülme sıklığı hızla artmaktadır ve 2030 yılında yaklaşık 330 milyon kişinin diyabet hastası olacağı tahmin edilmektedir.[51] Diyabet tüm düm dünyada görülen bir hastalıktır ancak, gelişmiş ülkelerde daha sık (özellikle tip 2 diyabet) görülür. Bununla birlikte, diyabet görülme sıklığındaki en büyük artışın, bu bölgedeki nüfus artışı ve toplam nüfus göz önüne alındığında Asya ve Afrika ülkelerinde görüleceği tahmin edilmektedir.[51] 2030 yılında en fazla diyabet görüleceği tahmin edilen ülke yaklaşık 80 milyon kişi ile Hindistandır ve bu ülkeyi 40 milyon kişi ile Çin ve 30 milyon kişi ile de Amerika Birleşik Devletleri izlemektedir.[51] Gelişmiş ülkelerde diyabet görülme sıklığının artması ile kentleşme eğilimi ve hayat tarzı değişiklikleri arasında bir paralellik vardır. Belki de en önemli etken “batılı tarzı” beslenme alışkanlığı ve obezitedir.
Son 20 seneden beri Kuzey Amerika’da diyabet oranları devamlı artmaktadır. 2008 yılı verilerine göre sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde 17,9 milyon diyabet hastası vardır ve henüz diyabet teşhisi konmamış 5,7 milyon insan ile birlikte bu sayı yaklaşık olarak 24 milyon kişidir. Buna ek olarak yaklaşık 57 milyon kişinin diyabet oluşma sıklığını büyük ölçüde arttıran pre-diyabet (gizli-şeker) hastası olduğu tamin edilmektedir.[52]
ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri diyabeti salgın (epidemik) hastalıklar sınıfına sokmuştur.[53] Hastalığın yıllık maliyetinin 132 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir. Kuzey Amerika’da görülen toplam diyabet vakalarının yaklaşık %5-10’unu tip 1 diyabet vakaları oluşturmaktadır. Bu oran tüm dünyadaki tip 1 diyabet görülme sıklığından biraz farklıdır ancak bu değişikliğin sebebi tam olarak anlaşılamamıştır. Amerikan Diyabet Birliği, ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri tarafından, 2000 yılından sonra doğan her Amerikalı erkeğin 3 te 1’i ve her kadının 5 te 2’sinin hayatları boyunca diyabete yakalanacakları değerlendirmesine dikkat çekmektedir.[54][55]
Amerikan Diyabet Birliği’ verilerine göre, 60 yaşından büyük Amerikalıların yaklaşık %18,3’ü (8,6 milyon kişi) diyabet hastasıdır.[56] Diyabetin görülme sıklığı yaş ilerledikçe artmaktadır ve yaşlı nufüsün sayısının artmasına paralel olarak diyabetik hasta sayısının artacağı tahmin edilmektedir. Yapılan bir klinik çalışmaya göre, 65 yaşın üzerindeki nüfusun %18-20’sinde diyabet vardır ve %40’ında da diyabetin erken safhası sayılan glukoz toleransı bozukluğu vardır.[45]

Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]

Diyabet terimi (Yunanca: διαβήτης, diabētēs) Aretaeus of Cappadocia tarafından bulunmuştur. Bu terim, dia- yani “ayrı” ya da “boydan boya” ön eki ve bainein yani “yürümek” ya da “ayakta durmak” fiilinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş eski Yunanca διαβαίνειν (diabaínein) kelimesinden türetilmiştir. Diabaínein “bacakları ayırarak yürümek”, ya da “ bacakları ayırarak oturmak” anlamına gelir. Bu durumda, bu kelimeden türetilen diabētēs kelimesi ise “bacaklarını ayırarak yürüyen” ya da daha spesifik olarak kullanıldığında “pergel gibi ya da sifon” anlamlarına gelmektedir. Diabētēs kelimesinin ”sifon” anlamı taşıması, aşırı derecede idrara çıkmanın eşlik ettiği bir hastalığı isimlendirmekte kullanılmasının asıl nedenidir. Diyabet 1425 yılında yazılan bir tıbbi belge ile İngilizceye “diabete” şeklinde geçmiştir. 1625 yılında Thomas Willis tatlı ya da bal anlamına gelen Latince mellis kelimesini, bu hastaların idrarlarının tatlı olduğunu belirtmek için “mellitus” şeklinde eklemiştir. İdrarın tatlı olması, Eski Yunan, Çin, Mısır, Hint ve Pers uygarlıkları tarafından da farkedilmiştir. 1776 yılında Matthew Dobson idrarın tatlı olmasının diyabet hastalarının kanlarındaki ya da idrarlarındaki bir tür aşırı şeker yüzünden oluştuğunu kanıtlamıştır.[57]
Diyabet eski devirlerde bir tür ölüm cezası şeklinde görülüyordu. Hipokrat muhtemelen bu hastalık için bir tedavi olamayacağını düşündüğü için bu hastalıktan hiç söz etmemiştir. Aretaeus hastalığı tedavi etmeye çalışmış ancak bir ilerleme sağlayamamıştır ve “diyabetli bir hayat kısa, berbat ve acı içinde geçer” şeklinde bir yorum yapmıştır.[58]
Sushruta (M.Ö. 6.yy) diyabeti medhumeha[59] olarak sınıflandırmış ve diyabeti şişmanlık ve hareketsiz yaşam biçimi (sedanter) ile ilişkilendirmiş ve hastalarına tedavi için egzersiz yapmalarını önermiştir.[59] Eski Hintler diyabeti teşhis etmek için hastanın idrarının çevresine karıncaların toplanmasını kullanmışlar ve bu hastalığa “tatlı idrarlı hastalık” anlamına gelen “medhumeha” ismini vermişlerdir. Kore, Çin ve Japonlar bu diyabete, benzer şekilde idrarın tatlı olduğunu belirten isimler vermişlerdir. Orta Çağda Fars’ta İbn-i Sina (980-1037) El-Kanun fi't-Tıb adlı eserinde diyabetten oldukça ayrıntılı şekilde bahsetmiş ve hastalığı aşırı iştah artışı ve cinsel işlevlerin azalması şeklinde tanımlamış ve idrarın tatlı olmasından da bahsetmiştir. Ondan önceki Aretaeus gibi, İbn-i Sina’da birincil ve ikincil diyabetleri tanımlamıştır. İbn-i Sina ayrıca diyabetik kangreni tanımlamış ve diyabeti Acı bakla, Çemen otu ve bir tür Zerdeçal tohumunun karışımı ile tedavi etmiştir. Bu karışım ile idrardaki glukoz miktarı belirgin şekilde azalmaktadır ve hala bazı hekimlerce kullanılması önerilmektedir. İbn-i Sina ayrıca “diabetes insipidus”u tarihte ilk defa eksiksiz bir biçimde tanımlamıştır. Diyabet ve diabetes insipidus tanımları ise Johann Peter Frank (1745-1821) tarafından ayrılmıştır.[60]
Her ne kadar diyabet antik çağlardan beri biliniyor ve hastalığın tedavisi için yararlı olan çeşitli yöntemler Orta Çağdan beri biliniyor olsa da hastalığın patogenezi ancak 1900’lü yıllarda deneysel olarak anlaşılabilmiştir.[61] Pankreasın diyabette oynadığı rolün keşfedilmesi, genellikle 1889 yılında pankreası çıkarılmış köpeklerin diyabetin tüm belirtilerini gösterdiklerini ve kısa bir süre sonrada öldüklerini bulan Joseph von Mering ve Oskar Minkowski’ye atfedilir.[62] 1910 yılında Sir Edward Albert Sharpey-Schafer diyabet hastalarında normalde pankreasın ürettiği tek bir kimyasal maddenin eksik olduğunu ileri sürmüş ve bu maddeye insülin adını vermiştir. İnsülin Latince “ada” anlamına gelen “insula” kelimesinden türetilmiştir ve pankreasın insülin üreten hücrelerinin bulunduğu Langerhans adacıklarını belirtmek için bu ad verilmiştir.[61]
Dr. Frederick Banting (sağda) ve Dr. Charles Best
Pankreasın metabolizmada oynadığı endokrin fonksiyon ve insülinin gerçekten var olduğu, 1921 yılına kadar açıklığa kavuşturulamamıştır. 1921 yılında Sir Frederick Grant Banting ve Charles Herbert Best, Joseph von Mering ve Oskar Minkowski’nin yaptıkları deneylerini tekrarlamışlar ve bu deneyi bir adım daha ile götürerek, pankreası çıkarılan köpeklere, sağlıklı köpeklerin pankreaslarının Langerhans adacıklarından hazırladıkları ekstreyi vererek tüm diyabet belirtilerinin ortadan kalktığını göstermişlerdir.[63] Sonrasında Banting, Best, and öteki meslektaşları (özellikle kimyacı James Collip) Toronto Üniversitesinde domuz pankresından insülin hormonunu ayırıp saflaştırmaya başladılar. Bu uğraşları sonucunda diyabetin etkin bir şekilde tedavi edilmesinin (yani insülin enjeksiyonunun) yolu açılmış oldu ve ilk hasta (Leonard Thompson) 1922 yılında tedavi edildi. Bu buluşları için Banting ve laboratuvarın yöneticisi olan John James Richard Macleod’a 1923 yılında Nobel Tıp Ödülü verildi. Bu iki araştırıcı da ödülden aldıkları parayı başta Best ve Collip olmak üzere tüm takım arkadaşları ile paylaştılar. Banting ve Best insülin üretim yöntemi ile ilgili olarak aldıkları patent için para talep etmediler ve insülinin ticari olarak üretilmesini kontrol etmeye çalışmadılar. Bu kararlarının sonucunda insülin üretimi ve tedavisi hızla tüm dünyaya yayıldı. Banting daha sonra doğum günü olan 14 Kasım tarihinin “Dünya Diyabet Günü” olarak belirlenmesi ile onurlandırıldı.
Şu gün tip 1 ve tip 2 diyabet olarak adlandırılan hastalıklar arasındaki fark ilk kez Sir Harold Percival (Harry) Himsworth tarafından, Ocak 1936 tarihinde ortaya konmuştur.[64]
Tedavisinin bulunmasına karşın, diyabet en önemli ölüm nedenleri arasında kalmıştır. Örneğin, istatistiki araştırmalar Malta’da 1927 yılı içinde ölüm nedeni belli olan ölüm oranının (diyabete bağlı) her 100.000 kişide 47,7 rakamına ulaştığını göstermiştir.[65]
Diyabet ile ilgili öteki önemli keşifler;[61]
  • 1942 yılında oral antidiyabetik sülfonilüreler bulundu.
  • 1950’lerin sonlarında Biguanidler tip 2 diyabet tedavisinden kullanılmaya başlandı. Bu sınıf ilaçların ilki olan fenformin zaman zaman ölümcül olabilen laktik asidoza yol açabildiği için tüm dünyada kullanımdan kalktı. Ancak aynı sınıf ilaçlardan biri olan metformin ilk defa 1979 yılında Fransa’da kullanıma girdi.
  • İnsülinin amino asit dizilimi belirlendi. Dizilimi belirleyen Sir Frederick Sanger bu buluşu için 1958 yılında Nobel Kimya Ödülünü aldı.
  • Rosalyn Yalow ve Solomon Berson tarafından insülin için radyoimmunolojik yöntem geliştirildi ve bu araştırıcılar 1977 yılında Nobel Tıp Ödülü’ne layık görüldüler.[66]
  • İnsülinin 3 boyutlu yapısı aydınlatıldı.
  • 1980 yılında Amerikan biyoteknoloji firması Genentech insan insülini üretim yöntemini geliştirdi. Bu yöntemin temelinde, insanlarda insülin molekülünü kodlayan gen dizisinin bir bakteriye aktarılması sonucunda bu bakterinin insülin üretmeye başlaması ve üretilen bu insülinin saflaştırılması yatmaktadır.
  • 1988 yılında Gerald M. Reaven tarafından tanımlanan ve kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet için risk faktörü olan bir takım bozuklukları tanımlamak için metabolik sendrom tanımı kullanılmaya başlandı.
  • Yapılan geniş çaplı bir klinik araştırmanın sonuçlarına göre, kan şekeri seviyesini olabildiğince normal seviyede tutmak için yapılan yoğun glisemik kontrolün, diyabetin yol açtığı kronik komplikasyonları önemli ölçüde azalttığı gösterilmiştir.[67]
  • 1990’lı yıllarda ilk tiyazolidindion sınıfı insülin duyarlılık arttırıcı ilaç kullanıma sunuldu.